TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

17 Ağustos 1999 | Acımız Bugün Gibi Taze

GENEL MERKEZ
17.08.2023 (Son Güncelleme: 21.08.2023 08:22:39)

24 yıl önce 17 Ağustos 1999’da merkez üssü Gölcük olan ve resmi rakamlara makamlar tarafından 7,4 olarak açıklanan depremin acısı hala bugün gibi aklımızda...

 24 yıl önce 17 Ağustos 1999`da merkez üssü Gölcük olan ve resmi rakamlara makamlar tarafından 7,4 olarak açıklanan depremin acısı hala bugün gibi aklımızdayken 6 Şubat 2023`te yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli deprem ile geçen bunca yılın ardından hala depreme hazırlıklı olmadığımızı görmemiz, deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini hala benimsememiş olduğumuzu göstermiştir. Yaşadığımız 17 Ağustos depreminde 18 bine yakın yurttaşımız yaşamını yitirirken binlerce insanımız yaralanmış, sakat kalmış, yaşamı alt üst olmuştur. Yıkılan on binlerce konut ve işyeri ile hayatın normale dönmesi çok uzun süre almıştır.

6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş ili, Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen iki büyük deprem, 20 Şubat 2023 günü Hatay`da meydana gelen depremler ve artçılarının meydana getirdiği hasar sonucu 11 ilimizi içine alan bir coğrafya içerisinde büyük yıkım yaşanmış, Büyük Marmara Depreminin üzerinden geçen 24 yılda deprem öncesi, sırası ve sonrasında uygulanması gereken afet planlarının hayata geçirilmediği görülmektedir.

Bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini kabul ederek atılması gereken imar adımları, ne yazık ki her afet sonrası en çok ihtiyaç duyulan toplanma alanlarını, geniş açık ve yeşil alanları göz ardı edilerek atılmaktadır. Risk ve afet yönetiminin olmadığı; deprem sonrası tekrar yapılaşma sürecinde yerleşim alanlarının seçimlerinin bilimsel verilere göre değil, ranta göre yapılması ve deprem gibi afetler sonrası toplanma alanı olarak kullanılması gereken açık ve yeşil kamusal alanların imara açılması bunun açık bir göstergesidir. 

Deprem öncesi, sırası ve sonrasında afet yönetimi için atılması gereken adımlarda peyzaj mimarlarının etkin rol oynaması, depremlerin yıkıcı etkisinin azaltılması noktasında çok önemlidir. 

Deprem Öncesi

Deprem öncesi ilgili meslek disiplinleriyle birlikte üst ölçek planlardan yapı ölçeğine kadar tüm karar, planlama ve tasarım aşamalarında peyzaj mimarlarına da yer verilmesi bir zorunluluktur. Bir kentin yeniden yapılanması öncesinde yalnızca zemin etüdü yaparak yapıların yerine karar vermek yeterli değildir. İnşa edilecek kentin peyzaj karakter analizi, planlaması yapılmadığı takdirde olası afetlerde toplanma, barınma, yardım ağı kurulması, tahliye gibi hayati öneme sahip aksiyonların derhal alınmasını sağlayabilecek açık ve yeşil alan sistemlerinden yoksun kalınarak afetler çok daha yıkıcı hale gelecektir. Ancak ne yazık ki bahsettiğimiz bu peyzaj mimarlığı hizmetleri, uygulama noktasında hala yeterli düzeyde değildir. Bunu sağlamanın başlıca yolu ise Peyzaj Tabanlı Şehircilik anlayışının istisnasız her şehirde yerleşmesidir.

Peyzaj Tabanlı Şehircilik

Peyzaj Tabanlı Şehircilik; bir kentin inşası ve planlarının yapılması sürecinde, başından sonuna kadar diğer meslek disiplinleriyle birlikte, tüm karar aşamalarında peyzaj planına yer verilmesiyle açık yeşil alan varlığı ve sürekliliğini sağlamak, afet toplanma alanları ve yeşil kuşaklar sayesinde tahliye hatları oluşturmak, afet dirençli kentler oluşturmak için benimsenmesi gereken bir anlayıştır.

Birçok kayıp verdiğimiz afet bölgelerindeki şehirlere baktığımızda ne yazık ki herhangi bir peyzaj planlama yapılmadığını görüyoruz. Yol genişlikleri, açık yeşil alan varlığı ve erişilebilirlikleri, yanlış yer seçimleri; halkımızın depremden acil kaçışına, arama/kurtarma çalışmalarının yürütülmesine, deprem sonrası güvenli, sağlıklı ve yeterli toplanma alanlarına erişmesine, geçici barınma, sağlık ve insani yardım alanlarının oluşturulmasına engel olmuştur. Bu nedenle acil olarak kentlerdeki yeşil alan miktarı arttırılmalı ve kent içinde ulaşılabilir ve dengeli bir dağılım göstermelidir.

Deprem Sırasında

Depremlerde ilk 48 saat, arama kurtarma çalışmaları için çok kritik bir süredir. İlk aşamada insanların açık ve yeşil alanlardan oluşan güvenli bölgelere erişimi, ardından bu alanlarda oluşturulacak insani yardım, arama kurtarma servisi için gerekli alan, yemekhane, barınma, sahra hastanesi vb kamusal hizmetlerin sağlanabilmesi adına kent içerisinde dengeli dağılmış açık ve yeşil alanlara, bu alanlara ve yeşil alanların birbirine erişimini kolaylaştıracak yeşil ağ sisteminin kurulmasına ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaca cevap vermek ise ancak ve ancak doğru bir peyzaj planlama ile mümkündür.

Geçici Barınma Alanları

Deprem nedeniyle barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla geçici barınma çözümüne ilişkin çadır ve konteynır alanlarının yer seçiminden, planlama ve tasarım süreçlerine kadar tüm aşamalarda multidisipliner çalışan ilgili meslek grupları içine peyzaj mimarları dahil edilmeli ve depremin yıkıcı etkisini yaşayan insanlarımızla çevre arasında sürdürülebilir ilişkiyi etkin kılacak, depremzedeleri yaşama bağlayacak peyzaj sistemi hayata geçirilmelidir. Geçici yerleşim alanlarının yer seçiminin yanı sıra temel düzeyde bir açık yeşil alan planlama ve tasarımı da düşünülmelidir. Çocuklar için oyun alanları, temel düzeyde spor alanları, halkın sosyalleşeceği alanlar tasarlanarak depremin yarattığı sosyal yıkımın etkilerini bir nebze de olsa hafifletmek mümkündür. Çünkü bu alanlar yalnızca barınmak için değil, aynı zamanda temel düzeyde de olsa kamusal hizmet alınacak alanlardır.

Deprem Sonrası

Yıkıntı Atıkları (Molozlar)

Deprem sonrası, enkaz bertaraf alanlarının belirlenmesi doğal, kültürel, estetik ve algısal çerçevede eylem gerektiren bir konudur. Gerçekte, deprem öncesi bu konuya hazırlıklı olmak, olası deprem sırasında moloz depolama alanlarının yerini belirlemek ideal olandır. Enkaz atıklarının yönetiminde peyzaj mimarları, depolama alanı yer seçimi, toprak yönetimi, moloz ayıklama-dönüşüm-yığma ve depolama sonrası peyzaj onarımı olmak üzere 4 bileşenden oluşan bütünleşik bir süreç ile destek olabilir. 

Molozların depolanmasında yer seçimi konusunda peyzaj analizleri yapılıp korunması gereken alanlardan uzak tutularak, halihazırda ülkemizde maden ocakları kapsamında uygulanmakta olan ve peyzaj mimarları tarafından hazırlanan "Peyzaj Onarımı" ya da "Doğaya Yeniden Kazandırma" raporları ve protokollerine göre uygulanmalıdır. Molozların depolanma sürecinde ise toprak yönetiminin doğru yapılması çok önemlidir. 

Üst Toprak Yönetimi

Bu süreçte öncelikle verimli olan üst toprağın sıyrılması ve ayrı bir yerde depolanması gerekmektedir. Kalıcı yerleşim yerlerinin oluşturulmasının ardından kullanılacak verimli toprak, bu depodan karşılanacaktır. Molozların depolanacağı ve tahrip edeceği üst toprak da böylelikle korunmuş olacaktır. Aksi takdirde molozlar ile tahrip olacak olan üst toprak sebebiyle yeni kurulacak kalıcı yerleşim bölgelerinin toprak ihtiyacı, başka bir ekosisteme zarar verilerek elde edilecektir. Tüm bu sürecin sonunda, molozların ayıklanarak geri dönüşüm/kazanımının ardından moloz depo alanlarında peyzaj onarım çalışmaları yapılmalıdır. Böylelikle doğaya verilecek zarar en aza indirilerek tahribata yol açılmayacaktır.

Tüm bu bilgiler ışığında 17 Ağustos Depreminin yıl dönümünde; toplum yararı, sağlığı ve güvenliği için çalışmaya devam edeceğimizi, her türlü felakete karşı risk ve afet yönetiminin oluşturulma aşamasında yaşadığımız acıları yeniden yaşamamamız için elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğimizi, peyzaj tabanlı şehircilik anlayışının benimsenmesi için çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyun duyururuz. 

Yitirdiklerimizi ve 17 Ağustos`u unutmayacağız.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

15. Dönem Yönetim Kurulu


Okunma Sayısı 40
Fotoğraf Galerisi