Pmo Genç "amasraya Ve Ülkemize Sahip Çıkıyoruz"

Türkiye‘ nin dört bir yanında peyzaj mimarlığı bölümlerinde okuyan binlerce öğrenci adına konuşuyor ve söz veriyoruz; BU ÜLKE SAHİPSİZ DEĞİL! ÜLKEMİZE VE AMASRA‘ YA SAHİP ÇIKACAĞIZ...

Basın ve Kamuoyuna

02.02.2008

  "AMASRA‘ YA VE ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ"

Bilindiği gibi Batı Karadeniz bölgesinde geçmişi Cumhuriyet dönemine dayanan maden işletmeleri ve iki demir çelik fabrikası bölgenin sanayisinde önemli yer tutmaktadır. Ülke ekonomisine katkılarının yanında denize, suya, havaya saldığı zararlı gazlar ve ağır metaller ile Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinde, toprak, su ve soluduğumuz havada kirlilik üst düzelere çıkmakta, halk sağlığını tehdit eder hal almaktadır. Karadeniz‘de şimdiye kadar süregelen sanayi yatırımları sonucunda oluşan kirlilik, Karadeniz‘i ülkemizin en kirli iç denizi olma yoluna sürüklemiştir.

Hema A.Ş. tarafından 2010 yılında Amasra‘ya yapılacağı söylenen akışkan yataklı termik santral de bu kirliliği arttıracak, tarihi ve doğal güzellikleri iç içe barındıran, yerli ve yabancı turizme önemli katkı sağlayan Amasra maalesef kül yığınına dönüşecektir.

15 Nisan 2005 tarihinde Hema A.Ş.  kömür çıkartmak üzere devletle yaptığı sözleşmeye uygun davranmayıp, bugüne kadar 1 ton kömür bile çıkartmamıştır. Ne acıdır ki; bize bu konuda dürüst olmadığını göstermiş, halkın ve biz peyzaj mimarlarının güvenini kırmıştır.

Şunu unutmayalım ki, Yatağan termik santralinden dolayı oluşan küller, Termik santral kurulduktan sonra gökyüzünü griye döndürmüş, insanlar nefes alamaz hale gelmiş ve ekosistemde de ciddi hasarlar meydana gelmiştir. Bu nedenlerden dolayı Yatağan halkı ciddi sağlık sorunları ile boğuşmaktadır. Maalesef; işin bu boyutu anlık değil süreç içerisinde fark edilmekte, geri dönülmesi mümkün olmayan zararlar doğurmaktadır.

Bir başka termik santralde; Seyitömer‘de meydana gelen kül depolama alanının çökmesi ile, Turgutlar, Kınık ve Ayvalı köylerinde 450 dönüm yani Amasra kadar arazi kullanılamaz hale gelmiştir.

Termik santrallerde kullanılan kömür, petrol ve doğalgaz rezervlerinin bir gün tükeneceği apaçık ortadadır. Bu nedenle geç kalmadan yenilenebilir alternatif kaynaklara yönelmek gerekmektedir.

21. yüzyılda gelecek vadeden teknolojilerden en önemlisi, doğal sistemlere zararı olmayan ve az maliyetli yenilenebilir Rüzgâr enerjisidir. Amasra‘nın Türkiye‘deki yüksek rüzgâr potansiyeline sahip önemli bölgelerden biri olması nedeiyle Rüzgar enerjisi kaynağını kullanmak, bu sektöre yatırım yakmak daha akıllıca olacaktır.

Termik Santral kurulduğunda ;

- Yağmur sularıyla yıkanan küllerin içinde bulunan toksik maddeler, yeraltı sularına karışarak Bartın‘a içme suyu sağlayan kavşak suyu havzasını etkileyecektir. Küllerin içinde bulunan radyoaktif madde ve ağır metaller suya karıştığında, sulama ve içme suyunun kirlenen sağlığı tehdit eder duruma gelmesine yol açacaktır. Bu zararların uzun vadede ortaya çıkacağı unutulmamalıdır.  Küresel ısınma sonucu su kaynaklarımızın azaldığı ve Termik santral gibi 35-40 yıllık ömrü olan bir yatırım için böylesi değerler feda edilemez, edilmemelidir.

Termik santrallerin bacalarından çıkan, önemli miktarda radyonükleid parçacık içeren toz yine bacalar ile atmosfere salınmaktadır. Tozların bir kısmını tutmaya yarayan elektrostatik filtrelerin ise büyük çaplı emisyonlarda yetersiz kaldığı bilinmektedir.

Nitekim filtreler çalıştırılacağı konusunda da şüphelerimiz, ülkemiz gerçeklerinde yaşadıklarımıza dayanarak tecrübe ile sabittir.

Kurulacak termik santral Amasra şehir merkezine çok yakın yerleşim bölgeleri içinde ve hâkim rüzgâr yönü, deniz ters akıntısı yerleşim alanları yönüne doğrudur. Yani termik santralden çıkan zehirli gazlar ve küller anında insanların soluduğu havaya karışıp var olan kirliliğe termik santralin ürettiği çok daha fazla olan kanserojen etkisi eklenince, astım ve kanser riski katlanarak artacaktır.

Küresel ısınma tehdidinin arttığı, dünyanın alarmda oluğu bu dönemde, fosil yakıtla çalışan bu termik santralin yapılması, bilimsel gerçeklerle çelişerek yoğun sera gazı salınımına yol açacaktır. Bildiğimiz gibi, Türkiye geçtiğimiz yıl sera gazı salınımında dünya ülkeleri sıralamasında en başlarda gelmekteydi. Zaten sera gazını bol miktarda ürettiğimiz istatistiklerle ortada iken, bu durum ülkemizi suçlu ve mağdur duruma düşürecek bir adım daha atmak olacaktır.

Termik santral konusunda Bartın ve çevre halkının çok duyarlı olduğu bilinmektedir. Bartın halkı termik santrale de tepkisini gösterecektir. Ne yazık ki kamuoyunun tepkisi dikkate alınmadan Hema Şirketi ve onu destekleyen AKP Bartın Milletvekili Yılmaz TUNÇ, termik santralin kurulacağının ve bunun engellenemeyeceğinin duyurusunu yapmışlardır. Arkasını AKP hükümetine yaslamış olan sermaye, Amasra‘nın sonunu getirecek olan bir oluşumun başkahramanlığını yapmaktadır! Biz Peyzaj mimarları odası öğrenci üye kolu olarak;

Amasra‘nın çeşitli politik çıkarların oyuncağı olmasına,  

Bu eşsiz doğanın yok olmasına

Amasra‘ya termik santral kurulmasına izin vermeyeceğiz!

Doğacak olan bu felakete HAYIR diyoruz!

Türkiye‘ nin dört bir yanında peyzaj mimarlığı bölümlerinde okuyan binlerce öğrenci adına konuşuyor ve söz veriyoruz;

BU ÜLKE SAHİPSİZ DEĞİL!

ÜLKEMİZE VE AMASRA‘ YA SAHİP ÇIKACAĞIZ...

  Ankara Üniversitesi

Akdeniz Üniversitesi

Artvin Çoruh Üniversitesi

Atatürk Üniversitesi

Bilkent Üniversitesi

Çukurova Üniversitesi

Düzce Üniversitesi

Ege Üniversitesi

İstanbul Üniversitesi

İstanbul Teknik Üniversitesi

Karadeniz Teknik Üniversitesi

Karaelmas Üniversitesi

Mustafa Kemal Üniversitesi

Namık Kemal Üniversitesi

Yeditepe Üniversitesi

  PMOGenç TEMSİLCİLİKLERİ