TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Genel Merkez Basın Bildirisi "ülke Değerlerinin Korunmasına Yargıdan Destek Geldi"

GENEL MERKEZ
28.03.2008 (Son Güncelleme: 08.04.2008 18:12:56)

6831 Sayılı Orman Kanunu‘nun 2 nci Maddesinin (A) Bendine Göre Orman Sınırları Dışına Çıkarılacak Yerler Hakkında Yönetmelik hükümleri; Anayasanın 169 Ve 170. Maddelerine aykırı olarak orman alanlarının daraltılmasına yönelik düzenlemeler getirilerek, ormanların orman olarak muhafazasında üstün kamu yararı olduğu hususu göz ardı edilmektedir.

6831 Sayılı Orman Kanunu‘nun 2 nci Maddesinin (A) Bendine Göre Orman Sınırları Dışına Çıkarılacak Yerler Hakkında Yönetmelik hükümleri; Anayasanın 169 Ve 170. Maddelerine aykırı olarak orman alanlarının daraltılmasına yönelik düzenlemeler getirilerek, ormanların orman olarak muhafazasında üstün kamu yararı olduğu hususu göz ardı edilmekte, Yönetmeliğin ormanların iklim ve coğrafi özellikleri itibariyle bazı kültürel ve teknik tedbirlerle tarım ürünleri yetiştirilmesi veya çok yönlü zirai işletme olarak kullanılması, bu alanların ekonomik verim gücü bakımından, orman yetiştirilmesinden daha faydalı bulunmasına yönelik hükümlerinde kamu yararı bulunmamaktadır.

TMMOB
PEYZAJ MİMARLARI ODASI

Basın Bildirisi
27.03.2008

  ÜLKE DEĞERLERİMİZ OLAN ORMAN ALANLARININ KORUNMASINA YARGI‘DAN DESTEK...

16 Mart 2007 Tarihinde Resmi Gazete‘de Yayımlanan 6831 Sayılı Orman Kanunu‘nun 2 Nci Maddesinin (A) Bendine Göre Orman Sınırları Dışına Çıkarılacak Yerler Hakkında Yönetmelik ile Anayasa‘nın 169 ve 170. maddeleri ile koruma altına alınmış olan orman alanlarımızın daraltılmasına ve orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerlerin orman dışına çıkarılmasına olanak sağlayan Yönetmelik hükümlerinin yürütmesi, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü‘ne açmış olduğumuz dava ile durdurulmuştur.

Dava konusu edilen Yönetmeliğin "4/n" maddesinde "Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler"  yerler tanımlanırken Anayasanın 169 ve 170. maddelerinde yer verilmeyen ve ormanların, orman olarak muhafazasında üstün kamu yararı olduğu düşüncesini bertaraf eden, "... iklim ve coğrafi özellikleri itibariyle bazı kültürel ve teknik tedbirlerle tarım ürünleri yetiştirilmesi veya çok yönlü zirai işletme olarak kullanılması, ekonomik verim gücü bakımından, orman yetiştirilmesinden daha faydalı bulunan..." araziler ile ilgili tanımlar getirmekte,  

Yönetmeliğin 9. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen, 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin (A) bendinin uygulamalarının akabinde bu alanlarda aynı Kanunun 2 nci maddesinin (B) bendi uygulamaları yapılacağı; 4. fıkrasında ise 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin (A) ve (B) bendi uygulamalarının başlayabilmesi için orman kadastrosunun kesinleşmesinin şart olmadığı belirtilmekte idi.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak Yönetmeliğin 4 (n) maddesinin yürütmesinin durdurulması ile ilgili açtığımız davada taleplerimiz haklı görülmüş ve mahkemece Anayasa Mahkemesi‘nin 18.5.2004 tarih ve 25819 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanan 17.3.2004 tarih ve E: 2003/100, K: 2004/33 sayılı kararı hatırlatılarak ormanların taşıdıkları büyük önem ve ülkemizde orman örtüsünün sürekli yok edildiği gerçeği hatırlatılmış, ormanların Anayasal koruması olduğu belirtilerek orman sınırları dışına çıkarılacak yerler belirlenirken ekonomik verim gücü gibi objektif olmaktan uzak, sınırları belli olmayan bu kriterin esas alınmasının Anayasal koruma ile örtüşmediği belirtilerek madde metninin yürütmesi durdurulmuştur.

Yine 9/2,4. maddelerinin yürütmesinin durdurulması gerekçesinde ise Orman Kanunu‘nun 2/A bendinin uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılan yönetmeliğe, 2/B bendi uygulamaları ile ilgili hüküm koyulamayacağı, Kanun‘un 2/A bendi uygulamalarının başlayabilmesi için, önce orman sınırın tespitinin zorunlu olduğu, bunun da Yönetmelikte düzenlenenin aksine kadastronun kesinleşmesi ile sonuç kazanacak olmasının tartışmasız olduğu ifade edilmiştir.

Yüksek Mahkeme aldığı bu kararla ülkemiz doğal değerlerimizin en önemlilerinden birisi olan ormanlarımızın korunması için kurulduğu günden bugüne mücadele veren başta biz peyzaj mimarları olmak üzere, bütün toplum kesimlerine umut aşılamıştır.

Ne var ki Yüksek Mahkeme, Yönetmeliğin

  • 3(ö) maddesindeki tanımda "halihazırda tarımsal üretim yapılan" ifadesi ile Orman olan sahalarda açma ve benzeri yollarla tarım arazisine dönüştürülmüş yerlerde de uygulama yapılmasına olanak verileceği, bu durumun Anayasal koruma hükümlerine aykırı olduğuna;
  • 5. ve 6. maddelerindeki "komisyon" ve "heyet" ibareleri ile 26. maddede düzenlenen bu oluşumların üye bileşimleri ile çalışma düzenlerinin belirsiz olduğu ve bu durumun da idareye ormanlar aleyhine takdir yetkisi vereceğine;
  • "Müracaat ve Ön İnceleme" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasında yer verilen "Orman içi köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla yapılan müracaatların kim tarafından yapılacağına ilişkin belirsizliğin orman alanlarında Anayasa ile korunan hükümlere aykırı olarak daraltmalara sebep olacağına;
  • 8. madde ile getirilen "bu niteliklerinin devamı süresince" ibaresi ile ormanların devamlılığının,  hatta orman alanlarının genişletilmesi amacını güden Anayasa hükümlerine aykırı uygulamalara sebep olunacağı ve 08.10.1994 tarihli aynı adlı yönetmeliğe eklenen söz konusu ibare ile sınırlamaların daraltılmak suretiyle idareye kanuna aykırı olarak keyfi işlem yapma olanağı getirildiğine;

ilişkin itirazlarımız mahkeme tarafından reddedilmek suretiyle umudumuzu bir o kadar kırmıştır.

Mahkemenin yürütmesinin durdurulması istemimizi reddettiği maddeler ile ilgili itirazlarımız İdari Dava Daireleri Genel Kurulu‘na sunulmuştur.

Umut ediyoruz ki İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından anılan maddeler ile ilgili verilecek karar, ormanlarımızın, orman olarak muhafazasında üstün kamu yararının bulunduğu ve söz konusu alanlarda hiçbir şekilde daraltma yapılamayacağı yönünde olacak, bu hususlara aykırı düzenlemelerin yürütmesi itirazımız üzerine durdurulacaktır.

Mahkemece verilen ara kararda 6831 Sayılı Orman Kanunu‘nun 2/A maddesi ile getirilen düzenlemede yer alan "ÖNCELİKLE" ibaresinin de Anayasa‘nın 170. maddesindeki amir hükme aykırı olduğundan hareketle iptali için Anayasa Mahkemesi önüne götürülmesine ilişkin talebimiz ise Mahkemenin yanlış değerlendirmesi ile reddedilmiştir.

1982 Anayasası‘nın  "Orman Köylüsünün Korunması" başlıklı 170. maddesindeOrmanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; ORMAN İÇİNDEKİ KÖYLER HALKININ KISMEN VEYA TAMAMEN BU YERLERE YERLEŞTİRİLMESİ İÇİN Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenleneceği hükmünün göndermesi ile 6831 sayılı Orman Kanunu‘nu çıkarılmış ve Kanun‘un 2(A) maddesinde;" Orman sayılan yerlerden: ÖNCELİKLE orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler"  düzenlenmiştir.

1982 Anayasası‘nda sadece ormanlar içinde köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadı ile 170. madde ile düzenlenen Anayasa hükmünün 6831 sayılı Orman Kanunu‘nun 2A maddesinde,  cümlenin başına  ÖNCELİKLE‘  kelimesi getirilmek suretiyle, ORMAN İÇİNDEKİ KÖYLER HALKININ KISMEN VEYA TAMAMEN YERLEŞTİRİLMESİ AMACI İLE DÜZENLENMİŞ ANAYASA HÜKMÜ  GENİŞLETİLMEYE ÇALIŞILARAK DİĞER KESİMLER İÇİNDE UYGULANABİLİR BİR KANUN HÜKMÜ HALİNE GETİRİLMEKTEDİR.

 

Anayasal düzenlemedeki ifade, söz konusu köyler halkının öncelikle yerleştirileceği yerlerle ilgili olmakla, buna karşılık 6831 Sayılı Kanun‘da yer verilen "öncelikle" ifadesi ise söz konusu yerlere yerleştirileceklerle ilgili düzenleme getirdiği açıktır. Kaldı ki Yönetmeliğin "Amaç" ile ilgili 1. maddesi de Anayasanın 170. maddesine uygun olarak düzenlenmiş ve "öncelikle" ifadesine yer verilmemiştir. Bu nedenlerle, 6831 sayılı yasanın "2 A" maddesindeki düzenlemenin, Anayasanın 170. maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırıdır ve mahkemenin esas hakkında vereceği kararda bu hususun değerlendirilmemesi bozma sebebidir.

Mahkemenin bu husustaki yanlış değerlendirmesinden zaman kaybetmeden döneceği umudu ile TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak kamusal ve toplumsal alana dair görev ve sorumluluklarımız ve haklı mücadelemizde ülkemiz değerlerinin korunmasında tarihsel sorumluluğumuzu her daim kamu menfaatleri ve doğal varlıklarımızdan yana kullanacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyururuz.

Saygılarımızla...

TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası

 

 

 

 

 

Okunma Sayısı 1359
Fotoğraf Galerisi