TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Bartın Ekspres 28.04.2008 "nükleer Enerji Çozüm, Nükleer Kader Olmamalı"

GENEL MERKEZ
29.04.2008 (Son Güncelleme: 30.04.2008 12:02:45)

Çok uluslu şirketler yeni pazarlar yaratmak adına doğa- insan ilişkisini yok saymaya, doğal kaynakları tüketmeye devam ediyorlar. Serbest piyasa ekonomisini toplumun her derdine deva olarak öne süren yalanlara rağmen halen başta Afrika ve Asya kıtalarında yaşayanlar olmak üzere dünyada 1.1 milyar insan güvenli içme suyu, 2.4 milyar insan ise arıtma hizmetlerinden yoksun yaşıyor.

Nükleer Enerji Çözüm- Nükleer Kader Olmamalı

Çok uluslu şirketler yeni pazarlar yaratmak adına doğa- insan ilişkisini yok saymaya, doğal kaynakları tüketmeye devam ediyorlar.

Serbest piyasa ekonomisini toplumun her derdine deva olarak öne süren yalanlara rağmen halen başta Afrika ve Asya kıtalarında yaşayanlar olmak üzere dünyada 1.1 milyar insan güvenli içme suyu, 2.4 milyar insan ise arıtma hizmetlerinden yoksun yaşıyor.

Her yıl 22 milyon ton karbon gazı atmosfere karışıyor ve sera etkisi yaratarak, atmosferin ısınmasına neden oluyor. Ortalama küresel sıcaklık son 5 yılda normalden 100 kat hızlı artış gösteriyor. Dünya nüfusunun yüzde 20‘si dünya zenginliğinin yüzde 80‘inden fazlasına el koyarken, yenilenemez enerjinin yüzde 80‘i, temiz içme suyunun yüzde 40‘ı da aynı yüzde 20 tarafından kullanılıyor.

Her yıl 17 milyon hektar orman alanı yok oluyor ve bugünkü tüketim düzeyi devam ederse petrol rezervinin 50, doğalgaz rezervinin ise 70 yıl içinde tükeneceği tahmin ediliyor. Bitki ve hayvan türlerinin giderek soyunun tükendiği, çölleşmenin arttığı, genetik çeşitliliğin yitirildiği, gıdalarımızın kimyasallarla dolduğu ve denizlerin kirlendiği bir yüzyılın başındayız.

Japonya‘ya atom bombası atılması ile başlayan nükleer felaketler, ne yazık ki savaş ortamı dışında da nükleer santrallerde gerçekleşen kazalar ve radyoaktif sızıntılarla bugün dahi devam etmektedir. Atılan atom bombasından 400 kat daha fazla radyoaktif yayılmaya neden olan Çernobil felaketinin 22. Yılında ülkemizde nükleer santral kurma arayışları hangi gerekçe ile olursa olsun kabul edilemez.

Türkiye‘de nükleer enerji santrali kurulmasına dönük tüm savlar bilimdışıdır ve gerçekleri yansıtmamaktadır. Türkiye‘nin nükleer enerji santrallerine ihtiyacı yoktur. Yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarımızın değerlendirilmesi durumunda, Türkiye 2030 yılında dahi elektrik talebini karşılayabilecek kaynaklara sahiptir. Türkiye‘nin bugün içine düşürüldüğü dışa bağımlılıktan kurtarılması için iddia edildiğinin tersine nükleer santrallere değil, kamusal planlamaya ve yerli kaynaklarını değerlendirmeye ihtiyacı vardır. Elektrikte yüzde 20‘leri aşan düzeydeki kayıp-kaçak oranının, OECD ortalaması düzeyine çekilmesi durumunda bile nükleer santralden sağlanacak enerjinin birkaç katı rahatlıkla elde edilebilecektir. Nükleer santrallerden vazgeçilen dünyada daralan pazar baskısıyla şirketlerin eski nükleer teknolojileri satma arayışları, ülkemizin nükleer bir çöplük haline getirileceğini göstermektedir.

Nükleer santrallerin kurulum, üretim, işletim ve güvenlik maliyetleri çok yüksektir. Dünyada bugün pek çok ülke nükleer enerji kullanımını terk etmektedir. Nükleer enerjinin yıllardır çözülememiş atık sorunu için Türkiye gibi ülkeler atık çöplüğü olarak aday gösterilmektedir. Nükleer santrallerin temiz ve güvenli olduğu yalanına, bu felakete maruz kalmış insanları görenlerin inanmaları mümkün değildir. Deprem kuşağında olan ülkemizde nükleer santral kurulması ise radyoaktif bir tehlikeyi daha da olası kılmaktadır.

Kamusal denetim üzerindeki baskılar nedeniyle mevcut durumda bile çevresel denetimlerin ne kadar yetersiz olduğu, İskenderun, Sinop, Tuzla‘daki zehirli atık felaketleriyle, Karadeniz‘de varillerle ortadayken, Türkiye‘nin nükleer santral kurulumunda ve işletiminde etkin bir denetim gerçekleştirebileceğine inanmak mümkün değildir.

Ülkemizin yakın gelecekte bir enerji kriziyle karşı karşıya kalmaması için tüm yetkilileri, yapımı 10-15 yıl sürecek, kurulum, işletim ve söküm maliyetleri yüksek, pahalı, tehlikeli, dünyada atık sorunu henüz çözülememiş nükleer enerji santrali değil, ülke kaynaklarını kullanmayı sağlayacak yasal düzenlemeler üzerinde çalışmaya davet ediyoruz. Nükleer Yasasının ardına eklemlenmiş 1000 MW üzerideki Termik Santraller için de alım garantisinin Amasra gibi ülkemizin gözde merkezlerinde doğa katliamının önünü açmaması dileğimizdir.

Peyzaj Mimarları ülkenin kaderinin Nükleer santrallere bağlanamayacağının farkında olarak Sinop‘ta da, Akkuyu‘da da Nükleere HAYIR diyor.

Yaşamı, doğayı ve çocuklarımızın geleceğini savunmak için

Nükleer santrallere de, Amasra‘da Termik Santrale de HAYIR.

 TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bartın İl Temsilciliği

Okunma Sayısı 1798
Fotoğraf Galerisi