Pmogenç Peyzaj Mimarlığı, I. Ulusal Oğrenci Sempozyumu Tamamlandı!

Peyzaj Mimarlığı I. Ulusal Öğrenci Sempozyumu 24-25-26 Nisan 2009 tarihinde ülkenin dört bir yanından 600 öğrencinin katılımı ile tamamlandı. 3 gün süren sempozyumda 7 oturum içinde 29 bildiri sunuldu. Sempozyuma; Akdeniz, Ankara, Artvin Çoruh, Atatürk, Bartın, Bilkent, Çanakkale 18 Mart, Çukurova, Düzce, Ege, Isparta SD, İstanbul, İstanbul Teknik, Karadeniz Teknik, Mustafa Kemal, Namık Kemal, Yeditepe Üniversitelerinden yüzlerce öğrenci, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül ORUÇKAPTAN, Oda Genel Sekreteri Redife KOLÇAK, Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan DOĞRU ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB İKK Temsilcisi, Çukurova Üniversitesi Rektörü, Ziraat Fakültesi Dekanı, Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı ve farklı üniversitelerden pekçok akademisyen katıldı.

PEYZAJ MİMARLIĞI, I. ULUSAL ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU TAMAMLANDI!

02 Şubat 2008 tarihinde yapılan PMOGenç Türkiye Temsilcileri Toplantısı‘ nda karar altına alınarak çalışmalarına başlanan sempozyum için, PMOGenç Türkiye Temsilcileri imzalı "HEPBİRLİKTE ÇITAYI YÜKSELTİYORUZ" ifadesi ile bitirilen bir çağrı yayınlanmıştı.

"Peyzaj Mimarlığı Öğrencileri olarak Ulusal Sempozyuma hazırlanıyor, Doğal ve Kültürel Peyzajların Sürdürülebilirliği, Kentsel Kimlik, Kent Kültürü ve Sanat, Örgütlenme, Teknoloji ve Eğitim başlıklarında Peyzaj Mimarlığı Öğrencilerini tartışmaya ve üretmeye davet ediyoruz. Lisans eğitimi döneminden başlayarak, geleceğimizi üzerine inşa edeceğimiz biricik mesleğimize bugünden yapılacak yaratıcı düşünsel ve pratik müdahalelerin, peyzaj mimarlığının önümüzdeki yıllarda geçeceği önemli dönemeçlerde küçük fakat kritik katkılar olabileceğini biliyoruz. İnanıyoruz ki; sempozyuma taşıyacağımız düşünsel-teorik bilgiler, kısa ama zorlu tarihimizde ortaya çıkan kolektif bilgi havuzunda mütevazı yerini alacaktır. 2009 yılının başlarında ülkenin dört bir yanından peyzaj mimarlığı öğrencileri olarak "HEPBİRLİKTE ÇITAYI YÜKSELTİYORUZ"...

ÇITAYI YÜKSELTMEK...

Görenlerin, duyanların, okuyanların farklı anlamlar yükleyebileceği bu ifade kuşkusuz PMOGenç‘ liler için bir iddiayı temsil ediyor.. Peyzaj Mimarlığı Öğrencileri ve akademik birimler nezdinde her geçen gün daha anlamlı ve saygın bir yer edinen PMOGenç,  bu konumunu başından itibaren kararlılıkla sürdürdüğü iddialı açılımlarına, düşünsel ve pratik üretimlerine, yaratmaya çalıştığı dayanışmacı kültür ve kolektif akla borçlu oldu... Mesleğin sorunları ile beraber, olanak ve güzelliklerini de bilince çıkartırken, mücadele ve örgütlenmenin zaruri ve elzem olduğunu savundu. Mesleğin önemli ve biricik örgütlü gücü Peyzaj Mimarları Odası çatısı altında, farklı alanlardan meslektaşları ile birlikte tek yumruk olunabildiğinde peyzaj mimarlığının önündeki sorunların çözebileceğine inandı. Oda‘ nın onurlu mücadelesine üniversite sıralarından, amfilerden ses ve güç vererek bu onurlu tabloda yerini aldı. Şikayet etmeyi değil, çözüm üretmeyi ve mücadeleyi önüne koydu.  

Belki yavaş ama sağlam yol aldı, almaya devam ediyor.

Kısa zamana sığdırdığı Yaz Kampları, Kurultaylar, Atölye Çalışmaları, Paneller, Söyleşiler, Kutlamalar, Eylem ve etkinliklere bir büyüğü ve önemlisi daha eklendi...

07 Şubat 2009 tarihinde Ankara‘ da yapılan PMOGenç VI. Türkiye Temsilcileri Toplantısı, Peyzaj Mimarları Odası Öğrenci Üye Komisyonu tarafından yapılacak olan ilk sempozyum için üniversite temsilcilerinin alacağı inisiyatif ve sorumlulukların altını bir kez daha çizdi. Üniversite Temsilcileri sempozyumun doğal düzenleme kurulu ve örgütlü iradesi olarak, birlik ve dayanışma ruhunu tazeledi.

Toplantının ardından üniversitelerinde işe koyulan PMOGenç‘liler ,ortaya koydukları çalışmalar ile sempozyum örgütlenmesinde kritik nitelikte  "sıçrama"ya imza attılar. 07 Şubat‘ ı izleyen 3hafta içinde 90 özet bildiri Bilim Kurulu tarafından değerlendirilmek üzere Düzenleme Kurulu‘ na iletildi.

Bilim Kurulu, değerlendirmeye aldığı özet bildirilerden  42 tanesinin , bildiri metni olarak değerlendirilmesine karar verdi, Sempozyum sekretaryası tarafından değerlendirme sonuçları bildiri sahiplerine iletildi.

Bilim Kurulunun değerlendirmesine sunulan 42 bildiri metninden 29 tanesi sempozyumda sunulmak üzere seçilirken, geriye kalan 13 bildiriye de Sempozyum Kitabı‘ nda yer verilmesine karar verildi.

Belirlenen konular çerçevesinde sempozyumda sunulacak ve bildiri kitabında basılacak bilgilerin planlaması devam ederken, ülkenin dört bir yanından Adana‘ ya gelecek peyzaj mimarlığı öğrencilerinin konaklama, kahvaltı-öğle ve akşam yemekleri ile teknik gezinin son  detayları ayrıntıları ile programlandı.

Tüm bu süreçte PMOGenç Temsilcilikleri-Düzenleme Kurulu-Sempozyum Sekreteryası arasında örnek bir işleyiş ve sağlıklı bir koordinasyon hakim oldu. Kolektif çalışma PMOGenç içinde daha fazla içselleşti.

PMOGenç, Peyzaj Mimarlığı I. Ulusal Öğrenci Sempozyumu 24-25-26 Nisan tarihlerinde Adana‘ da Çukurova Üniversitesi İ. Akif Kansu Konferans Salonu‘ nda yapıldı.

Sempozyuma Peyzaj Mimarlığı eğitimi verilen 17 üniversiteden 600 dolaylarında öğrenci, farklı üniversitelerden akademisyenler, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül ORUÇKAPTAN ve Oda Genel Sekreteri Redife KOLÇAK,  Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan DOĞRU ve YK Üyeleri, meslek odalarından yöneticiler, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper AKINOĞLU, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Ayzin KÜDEN, Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk ALTUNKASA, TMMOB Adana İKK Temsilcisi Umut ÇELİK katıldı.

Doğal ve Kültürel Peyzajların Sürdürülebilirliği, Kentsel Kimlik, Kent Kültürü ve Sanat, Peyzaj Mimarlığı ve Örgütlenme, Peyzaj Mimarlığı ve Teknoloji,  Peyzaj Mimarlığı ve Eğitim başlıklarında 7 oturumun gerçekleştirildiği sempozyumda 29 bildiri katılımcılara sunuldu.

Oldukça dinamik geçen, oturum sonlarında yapılan tartışma bölümlerinde çok sayıda öğrencinin söz alarak katkı sunduğu sempozyumun ilk 2 gününün ardından , üçüncü ve son gün Karatepe Aslantaş Milli Parkı ve Hierapolis Kastabala Antik Kentine Teknik Gezi düzenlenerek sempozyum programı tamamlandı.

PMOGenç TEMSİLCİSİ TARAFINDAN YAPILAN SUNUŞ VE AÇILIŞ  KONUŞMASI

Sn Rektörüm,
Sn Dekanım,
Sn Bölüm Başkanım,
Sn TMMOB  Adana İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi,
Değerli Oda Yönetim Kurulu Başkanım,
Değerli Akademisyenlerimiz,
Basın Mensupları  ve
Ülkemizin 4 bir yanından üniversitemize gelen öğrenci arkadaşlarım,

Bu yıl ilkini düzenlediğimiz, önümüzdeki yıllarda geleneksel olmasını dilediğimiz Peyzaj Mimarlığı, I. Ulusal Öğrenci Sempozyumu‘ na hoş geldiniz, onur verdiniz...

Genç bir meslek disiplinin, genç bireyleri olarak bugün burada mesleğimiz açısından kritik önemde olduğunu düşündüğümüz konuları tartışmak, paylaşmak ve kolektif aklımızı ortaklaştırmak için toplandık. Kuşkusuz, çok sevdiğimiz, biricik mesleğimizin, bu iki güne sığmayacak kadar konuşulması, üzerinde durulması gereken konuları bulunmaktadır. Ve biz bu iki günde önemli olduğunu düşündüğümüz beş ana başlığa elimizden geldiği ölçüde projeksiyon tutmaya çalışacağız.

Doğal ve kültürel çevrenin tahribatı, kültürel değerlerin yok edilmesi, kentlerde yaşam alanlarının kaybolması, cumhuriyetin aydınlanma ve modernizmi ile oluşan kent kimliği ve bu kimliğin oluşturduğu kent kültürünün değişime uğraması, kamusal alanın daraltılmasına yönelik politikalar,  bu sürecin önünü açan yasal ve yönetsel değişiklikler, yeni rant alanlarının ortaya çıkışı...

Bu süreç eşzamanlı olarak meslek disiplinlerini yeni pozisyonlar almaya zorlarken, yetki alanlarında karmaşa ve hak ihlallerini de birlikte üretti. Ortaya çıkan tablo meslek disiplinlerinin etik değerler çerçevesinde, dayanışma ve toplumsal ilerleme adına birlikte üretebilme formunun zayıflamasına neden oldu.

Ağırlıklı olarak kamusal alan içinde hizmet üretebilen mesleğimiz, bu durumdan etkilenen meslek disiplinleri arasında yerini aldı.

Bu sempozyumun bu başlıklara belli oranlarda ışık tutacağına, buradan çıkacak yeni bilgi ve düşünsel üretimlerin önümüzdeki yıllarda bu alanlarda yaşanacak gelişmelere katkı sunacağına inanıyoruz.

Geçmiş yıllarda peyzaj mimarlığı öğrencileri tarafından yapılan sempozyum ve benzer etkinlikler, bugün biz PMOGenç‘ lilerin bu sempozyuma cesaret ve azimle hazırlanmasını sağlamıştır. Bugün peyzaj mimarı olan abla ve ağabeylerimizin yaptığı her iş , her üretim ve koydukları emek bizim için değerlidir ve önemli bir mirastır. Peyzaj Mimarları Odası Öğrenci Üye Komisyonu PMOGenç, bu mirası en iyi biçimde taşıma görev ve sorumluluğunun bilincindedir. Burada hepinizin huzurunda bu mirasın ortaya çıkması için emek veren meslektaşlarımıza PMOGenç adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Genç bir meslek disiplinin, genç meslek odasının çok genç öğrenci komisyonları olarak; kısa tarihimize çok şey sığdırdık. Peyzaj Mimarlığı eğitimi veren üniversitelerin tümünde kurduğumuz komisyonlarımızla, Odamızın inatla ve azimle meslek alanımızın korunumu ve gelişimi için yürüttüğü mücadeleye, üniversite sıralarından omuz vererek, mütavazi katkılar sunmaya çalıştık.

Mesleki mücadelenin gereklerini yerine getirmeye çalışan PMOGenç ailesi bununla birlikte toplumcu çizgisini de göz ardı etmedi.

Bir an için düşünelim... Biz bu sıralarda otururken,  bu salonlarda bu etkinlikleri düzenlerken, birileri fabrikalarda, atölye tezgahlarında, tarlalarda çalışıyor, yaşamın sorunsuz devam edebilmesi için emek üretiyor. Onlar üretmese, çalışmasa yaşam ne hale gelirdi, biz bu sıralarda oturabilir miydik, bu salonlarda sempozyumu düzenleyebilir miydik??? 

Tam da bu durum, bizleri çalışan, üreten kişilere yani emekçi halkımıza karşı sorumlu kılıyor. Kimse kuşku duymasın ki PMOGenç‘ liler bu sorumluluğun farkında, Mesleğimizin ve toplumun çıkarlarının birbirinden koparılamayacağının bilincindedir.

PMOGenç, Peyzaj Mimarlığı I. Ulusal Öğrenci Sempozyumunun, mesleğimizin önümüzdeki yıllarda içinden geçeceği kritik dönemeçlere katkı sunmasını dilerken, biz PMOGençlilere desteğini, güvenini esirgemeyen, bizleri örgütlü olmanın bilincini aşılayan sevgili Odamıza ve yönetim kurullarına sonsuz şükran ve teşekkür duygularımızı sunarız.

ODA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
AYŞEGÜL ORUÇKAPTAN TARAFINDAN YAPILAN AÇILIŞ KONUŞMASI

Sayın Rektörüm,
Sayın Dekanım,
Sayın Bölüm Başkanım,
Sayın TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi,
Sayın İKK Sekreteri,
Değerli Hocalarım,
Sevgili Şube Başkanım, Oda Yönetim Kurulu Üyelerim,
Sevgili  Meslekdaşlarım..
Türkiyenin her bir yanından gelen çok değerli Öğrenci Arkadaşlarım...
Sevgili Konuklar...

Hoşgeldiniz..

Peyzaj Mimarlığı öğrencileri...Geleceğin Peyzaj Mimarları bugün burada 1. Ulusal Sempozyumunuzu yapmak için biraraya geldiniz...

•Doğal ve Kültürel Peyzajların Sürdürülebilirliği,

•Kentsel Kimlik ve Kent Kültürü,

•Teknoloji, Sanat, Eğitim ve Örgütlenme başlıkları altında bildirilerinizi sunacaksınız birazdan...

2 gün boyunca konuşacak,tartışacak, geleceğinizi çizecek ve PMOGenç çıtasını biraz daha yukarı çıkartmaya çalışacaksınız.Çıkacak sonuçları heyecanla bekliyoruz.

Bu sempozyumun gerçekleşmesinde çok büyük katkıları olan Sempozyum Düzenleme Kuruluna, Öğrenci temsilcisi arkadaşlarıma, PMO Adana Şube Başkanı ve Yönetim Kuruluna, Sempozyum hazırlıklarının her adımını titizlikle planlayarak, gerçekleştirilmesinde çok büyük katkıları olan Sn. Özlem Aytok‘a ve Sn. Murat Bozbeyoğlu‘ na Yönetim Kurulu adına çok teşekkür ederim.

Sevgili Öğrenci arkadaşlarım, Türkiye‘de ülke ölçeğinde yürütülen tek sesli siyasi ekonomik ve kültürel politikalar aracılığıyla kamusal açık alanlarda yaşanan hızlı özelleştirme, kirlenme ve kimliksizleşme ve kamusal alanda yürüttüğümüz planlama, tasarım ve uygulama çalışmalarında yasal çerçevede yaşadığımız zorluklar ve mevzuatta planlama anlamındaki tanımsızlıklar temel sorun alanlarımızdır.

Peyzaj mimarları, bozulan ve yozlaşan kentlerimizde kent kimliğinin yok olmasına, açık-yeşil alanların azalmasına, çarpık kentleşmeye, kentlerin iş merkezleri ve taşıtlar için planlamasına, insan  ve doğa önceliklerinin gün geçtikçe terkedilmesine karşı çalışan bir bilim ve meslek dalıdır. 

Bilinmelidir ki; Peyzaj mimarları, ülkesi, insanı, ve sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilirliği için vardır. Çölleşmeye, küresel ısınmaya, su kaynaklarının kirlenmesine veya yok olmasına karşı, milli parklarımızı ve orman alanlarımızı tekrar kazanmaya karşı, kültürel varlıklarımızı korumaya karşı, bitki ve hayvan türlerimizin yok oluşuna karşı sorumlulukları olup, önemli çalışmalar yaparlar.

Yenidünya düzeni ile değişen ideolojik ve ekonomik süreçlerin etkisi altında metalaşan yönetimlerin son yıllarda uyguladığı proje ve uygulamalar, önce toprağımızı, suyumuzu ve havamızı kirletti sonrasında tüm insanlığın ortak alanlarını bir-bir istila ederek konut, işyeri, iş merkezleri haline getirdiler.

Doğal döngünün tahrip edilmesi; iklim değişiklikleri, çölleşme, su rejimlerinin değişikliği, orman alanlarının yerleşimlere açılması, kıyılarımızın metalaştırılması ile yok oluşa doğru hızlı adımlarla yaklaşıldı. Kentleri ve kırları biçimlendiren yenidünya düzeni politikaları ve siyasi erk, doğal ve kültürel varlık ve birikimlerin kullanım değerlerini tamamen unutturarak, sadece ekonomik değerler üzerinden , bu varlıkları satıp- pazarlayarak ülke ekonomisine "kaynak" olarak göstermek ve yeni planlarını da bu "kirli" eylemlerine alet etmeye çalıştılar.

Ülkemiz de, yenidünya düzeninin gereklerini yerine getirebilmek için, siyasal, ekonomik ve sosyal değişimlerden geçmiş ve en önemli değişim ise merkezi otoritenin yetkilerini yerel yönetimlere devretmesiyle yaşanmıştır. Bu devirden en çok etkilenen alanlar da peyzaj alanları olmuştur. Peyzaj mimarlarının tek çalışma alanları olan kamu alanlarında; kıyılarda, orman arazilerinde, milli parklarda, kentsel açık alanlarda, doğal koruma alanları, tarihi  ve arkeolojik alanlarda büyük tahribat ve talanlar olmuştur.

Bizler ise; bu baskılara sessiz kalmamak, toplumsal sorumluluğu taşımak, sorunlara sahip çıkmak  ve baskı kuranlarla /sesiz kalanlarla mücadele etmek iradesini taşıma sorumluluğuna sahip bir meslek grubuyuz.

Peyzaj demek ülke toprakları demek, Peyzaj demek ülke kaynakları demek, Peyzaj demek doğal-kültürel-tarihi değerlerin bütünü demek... Peyzaj Mimarlığı bir bütünde planlama demek, Peyzaj Mimarlığı kamusal alanların planlanması ve tasarımı demek, ülke gerçeklerinin meslek disiplinimizin ayrılmaz bir parçası demek...

Kıyılarımız, akarsularımız, ormanlarımız, yaylalarımız, tarım arazilerimiz, vadilerimiz, denizlerimiz, madenlerimiz, doğal, tarihi ve kültürel tüm değerlerimiz... Yani ülkemizin tüm peyzaj alanları dönüşüm ve yenileme adı altında çok uluslu şirketlerin sermayesine sermaye katarken ; topraklarımız, havamız, suyumuz kısacası yaşamımız nükleer kirliliğe, siyanürle zehirlenmeye maruz bırakılırken, biz memleketimizin tüm doğal ve kültürel kaynaklarımızı koruyarak kullanıma açmak üzere fiziksel plan ve tasarımlar üreten peyzaj mimarları olarak ; meslekdaşlarımızı, kamuoyunu ve siyasi iktidarı uyarmak, ulusal peyzaj politikamız olmadan ülke planları üzerinde siyasi ve ekonomik politikalar üretmenin sakıncaları hakkında biz buradayız diyoruz.

Küreselleşme diyerek,  AB‘ye gireceğiz diyerek, özelleştireceğiz ve geliri tabana yayacağız diyerek, son 5 yılda yabancılara teslim olunan yasaların, Maden yasasının, 2A-2B Orman Talanı yasasının, Dönüşüm Alanları Yasasının, Kamu Yönetimi Yasasının, Yerel Yönetimler Yasasının ve daha bir çok yasanın  AB uyum yasaları neden gösterilerek çıkartanlara Peyzaj Mimarlarının söylemesi gerekenler vardır diye düşünüyoruz.. Petrol, Doğalgaz, Enerji Piyasaları, Doğrudan Yabancı Yatırımları Yasası, Kamu Yönetimi ve Yerel Yönetimler, Personel Rejim Yasası,  İhale Kanunu‘daki değişiklikler, Maden Yasası, Kıyı Yasası, Turizm Teşvik Yasası, Yabancı Mühendis ve Mimar Çalışma İzni Yasalarının çıkarılması ile içinde bulunduğumuz durum AB uyumu, ABD‘nin büyük Ortadoğu projesi, DTÖ ve IMF gibi örgütlerin direktifi ve denetimi altında uygulanan yapısal uyum politikaları ve ekonomik programlar ile ülkemiz kaynakları talan edilmekte ve bağımlılaştırılmaktadır diyoruz.

Kamusal hizmet alanları piyasalaştırılmakta, yabancı sermayenin istilasına açılmakta ve özellikle GATS anlaşmasında Uzmanlık Gerektiren Hizmetler kapsamında değerlendirilen mühendislik-mimarlık hizmetlerinin de bugün dünya pazarının büyük bölümünü elinde tutan güçlerin kontrolüne geçmesi süreci işlemektedir. Bu nedenle biz mühendis ve mimarların yaşamımızı ve geleceğimizi planlama süreçlerinden koparılışına karşı mücadelesi önümüzdeki süreçte karşımızda olacağını biliyoruz.

Biz peyzaj mimarları, mesleki örgütlenmemizin ilk adımını önce 1970 li yıllarda derneğimizle,  1994 yılının  13 Mayıs günü de TMMOB Genel Kurulunda PMO‘nun kurulma kararıyla attık. Bu yıl 15. kuruluş yıldönümümüzü büyük bir onurla kutlayacağımız 13 MAYIS tüm örgütlü peyzaj mimarlarının ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜ‘dür. 

Geleceğimizin teminatı sizlerle...  Ağustos 2007‘de Kayseri Ağırnas‘ta 1. Öğrenci Yaz Kampını, 9 Kasım 2007 Ankara‘da  yüzlerce PMOGenç üyemizle II. Öğrenci Kurultayını ve 22-25 Kasım 2007 tarihleri arasında Antalya‘da 3. Peyzaj Mimarlığı Kongresini, Ağustos 2008‘de Erzurum Atatürk Üniversitesi‘nde 2. Öğrenci Yaz Kampını gerçekleştirdik.

Tüm Peyzaj Mimarlığı Bölümlerinde "Mesleki Uygulama" derslerine katılarak, meslek alanımızdaki yasa, yönetmelik ve uygulamalar konusunda öğrencilerimizi bilgilendirdik. Mesleki örgütlenmenin öneminden bahsettik. Oda-öğrenci dayanışmasının verdiği güçle önemli  başarılara ulaşılabileceğini anlattık.

Önem verdiğimiz konulardan biri de Peyzaj Mimarlığı eğitimidir.

Halen 4 ayrı fakülte altında Peyzaj Mimarlığı eğitimi sürdürülmekte ve hergeçen gün yeni bir bölüm açılmaktadır. Bu konuda PMO olarak aslında son derece endişeliyiz. Yeterli Öğretim Elemanı ve altyapısı olmayan bölümlerde sürdürülen eğitim, mesleğin gelişim ve kalitesini engellemekte, istihdam alanlarında sorun yaratmaktadır. Eğitim alanındaki sorunların nasıl çözümleneceğine ilişkin Bölüm Başkaları ile toplantılar yapıyoruz.

Bu bağlamda; hedefimiz mesleğimizin bugünkü reel durum analizini yaparak stratejimizi belirlemek ve buradan hedefler çıkartmaktır. Hedeflerimizi  değer hiyerarşisine göre sıralandığımızda ise "doğanın ekolojik dengesinin" ve "kültürel kimliklerin yaşam merkezlerinde" korunması konularının fiziksel planlama eylem alanında ölçeklere göre gerçekleştirilen her planlama kademesinde peyzaj mimarlığının  kuram ve uygulamalarının etkin katılımının sağlanması olarak netleşmektedir.

Belirlenen hedeflerin etkinliği, birbirini besleyen ve destekleyen iki alanda yapılacak çalışmalara bağımlıdır. Hedefler üzerinde yapılan çalışmalar,  bilimsel bilgiye dayanmalı ve üretilen işlevsel her bilgi de siyasal bir talep haline getirilmelidir. Hedefler bağlamında yapılacak çalışmaların "bilgi boyutu" ile "siyasal boyutu " önemlidir ve eş zamanlı sürdürülmelidir.

Türkiye‘de ülke ölçeğinde yürütülen tek sesli siyasi ekonomik ve kültürel politikalar aracılığıyla kamusal açık alanlarda yaşanan hızlı özelleştirme, kirlenme ve kimliksizleşme ve kamusal alanda yürüttüğümüz planlama, tasarım ve uygulama çalışmalarında yasal çerçevede yaşadığımız zorluklar ve mevzuatta planlama anlamındaki tanımsızlıklar temel sorun alanlarımızdır.

Artık... Mesleki tanınırlığımıza, istihdama ve kamusal alanlara yönelik gerek hukuki, gerekse fiili çalışmalarımız geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde artan bir ivme kazandı.

Hepimizin derin endişe ile izleyip/ bildiği gibi; ülkemizde son yıllarda her alanda ciddi boyutlarda yıkım ve bozulmalar yaşanmaktadır. Bunların büyük bir kısmı AB ve ABD destekli sosyal/siyasal politikalara ve IMF, Dünya Bankası ve DTÖ‘ nün belirlediği ekonomik yaptırımlara dayalı,  bunlara uyum adı altında yaratılan karmaşa ve vurgun ortamından kaynaklanmaktadır. Ekonomik açıdan oluşan dışa bağımlılık eğilimi, Türkiye‘yi uluslararası ilişkilerinde bağımsız ve ulusalcı bir politika izleme özelliğini kaybetme noktasına getirmiştir. Başta ülkemiz peyzajları ve yaşam alanlarını bozan; ormancılık alanında 2B ve 2A olarak bilinen, orman alanlarının pazarlanması yönündeki girişimler, aynı şekilde meralara yönelik yağma, kentsel dönüşüm ve yenileme maskesi altındaki ranta yönelik uygulamalar, madencilik yasası ile yaratılan çevresel kirlenme, doğal ve kültürel mirasımızın plan ve karar dinlemeyen yasalarla yok edilmesi yönündeki çabalar, peyzaj alanlarının amaç dışı kullanımlara açılarak  yok edilmesine yol açan uygulamalar, toprak ve suyun yanlış uygulamalar sonucu kirletilerek kaybedilmeleri ve tüm bunların etkisi sonucu  bitki,hayvan, su ve toprak varlığımızın yok olması oldukça karanlık bir tablo çizmektedir.

Petrol, Doğalgaz, Enerji Piyasaları, Doğrudan Yabancı Yatırımları Yasası, Kamu Yönetimi ve Yerel Yönetimler, Personel Rejim Yasası,  İhale Kanunu‘daki değişiklikler, Maden Yasası, Kıyı Yasası, Turizm Teşvik Yasası, Yabancı Mühendis ve Mimar Çalışma İzni Yasalarının çıkarılması ile içinde bulunduğumuz durum AB uyumu, ABD‘nin büyük Ortadoğu projesi, DTÖ ve IMF gibi örgütlerin direktifi ve denetimi altında uygulanan yapısal uyum politikaları ve ekonomik programlar ile ülkemiz kaynakları talan edilmekte ve bağımlılaştırılmaktadır.

Kamusal hizmet alanları piyasalaştırılmakta, yabancı sermayenin istilasına açılmakta ve özellikle GATS anlaşmasında Uzmanlık Gerektiren Hizmetler kapsamında değerlendirilen mühendislik-mimarlık hizmetlerinin de bugün dünya pazarının büyük bölümünü elinde tutan güçlerin kontrolüne geçmesi süreci işlemektedir. Bu nedenle biz mühendis ve mimarların yaşamımızı ve geleceğimizi planlama süreçlerinden koparılışına karşı mücadelesi önümüzdeki süreçte karşımızda olacaktır.

Bilinmelidir ki; küresel ısınmanın önem kazandığı, sel, deprem gibi afetlere ülkemizin daha çok maruz kaldığı günümüzde peyzaj mimarlarının belirleyeceği mesleki stratejiler önemlidir. kamusal alandan başka bir çalışma alanı  olmayan peyzaj mimarlığı disiplininin plan yapımı karar mekanizmalarında yer alması gerçeğini görmezden gelinmesine izin verilmeyecektir.

İnsanlık tarihi, tarım devrimi ve endüstri devriminden sonra bilgi ve bilişim sistemleri temelli yeni bir devrim aşamasındadır. Tarım çağı ve endüstri devrimini takip eden ve "bilgi çağı" olarak adlandırılan bu çağ, yerleşik anlayışların dönüşümüne sahne olacaktır. Bu dönüşümler, hem peyzaj mimarlığının nesnesi olan doğal ve kültürel peyzajlarda, hem de bizzat mesleğin kendisinde olacaktır. Peyzaj mimarlığı camiası, eğitimden uygulamaya, meslek odasından kamu içindeki yapılanmasına kadar bütün bileşenleriyle bu dönüşümleri takip ve iyi analiz ederek mesleki stratejiler geliştirmelidir. 

Gelecek sizsiniz... Yaşamınız boyunca taşıyacağınız bir ünvana sahip olacaksınız kısa bir süre sonra.Geleceğinizi çizeken sizler bizlerin de yanınızda olduğunuzu hiç bir zaman unutmayın. Çıtayı her zaman en yüksekte tutmaya çalışın ve topluma ve ülkeye karşı sorumluluklarını hiç bir zaman unutmayan ve başarılı Peyzaj Mimarları olarak hayata atılın...

Hepinize Başarılı bir Sempozyum diliyorum...

---

---