TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

"o Gün Biraradaydık" Sozümüzü Tuttuk, Tek Yürek Olduk!!

GENEL MERKEZ
04.10.2006 (Son Güncelleme: 01.07.2008 14:52:43)

Onurlu hakalma mücedelemizde , mesleğimize , geleceğimize, ülkemize sahip çıkma kavgamızda binlerce peyzaj mimarı ile Ankara’ da buluştuk.

...

"Ekilir ekin geliriz,

Ezilir un geliriz,

Bir gider, bin geliriz,

Beni vurmak kurtuluş mu?"

...

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül ORUÇKAPTAN' ın konuşması;

Merhaba sevgili meslektaşlarım hoş geldiniz

“Yüreğimizde insan sevgisi ve yurtseverliği, baskı, zulüm ve engelleme yöntemlerinin söküp atamayacağı bilinci içinde; bilimi ve tekniği küreselleşmenin sömürgenliğine değil, halkımızın hizmetine sunmak için, her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlı” bir felsefenin birlikteliğindeyiz.” Bugün üreterek büyüyen, paylaşarak gelişen bir ülkede insanca, barış içinde yaşamak istiyoruz.

12 yıl önce kurulmuş olan ODA örgütlülüğümüzün kurucularının başlatmış oldukları amaç ve hedefleri aynı inanç ve kararlığımızla “GÜCÜMÜZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDÜR” sloganıyla şu an… Burada, bu muhteşem tablo ile pekiştiriyoruz.. HOŞGELDİNİZ.

      Ülkenin dört bir yanından, aldıkları eğitimle elde edilmiş bilgi ve deneyimlerini, ülkesinin üretimine sunmaktan başka bir mücadele hattı olmayan Peyzaj Mimarları… HOŞGELDİNİZ.

Bize, bilimi ve teknolojiyi anlatan, Peyzaj Mimarlığı mesleğinin bilim ve insanla buluşan bir meslek olduğunu öğreten bilim insanları…HOŞGELDİNİZ.

        Onurlu bir meslektir dediniz..

        İnsan odaklı bir meslektir dediniz..

        Ülkenin tüm kamusal alanları sizin sorumluluğunuzdadır dediniz…

      Ancak bugün, bize öğrettiğiniz bilimin ve değerlerinin rant uğruna, küreselleşme uğruna nasıl feda edildiğini söylemek için buradasınız. İyi ki geldiniz. İyi ki varsınız.

         HOŞGELDİNİZ

         Biz geleceğiz,

         Biz varız,diyen peyzaj mimarlarının gençleri,gelecekleri,öğrencileri..

      Mesleğimi,eğitimimi elimden alarak geleceğime ipotek koydurmam diyerek meydanları dolduran öğrencilerimiz….HOŞGELDİNİZ.

    HOŞGELDİNİZ, dost emek ve meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin üyeleri hoş geldiniz.

        SESİMİZ VE SÖZÜMÜZ SİZİNLE GÜRLEŞİYOR.

        BİZE GÜÇ VERİYORSUNUZ……HOŞGELDİNİZ.

        BİZLER, ülkemizin peyzajını oluşturan doğal ve kültürel kaynakların ve çevrelerinin koruma-kullanma dengesini gözeterek, ekolojik, ekonomik ve işlevsel peyzaj tasarımları ve planları yapan, ülkemiz doğal ve kültürel değerlerinin korunması, onarılması ve yönetimi konularında toplum için bilim ve sanat temelinde projeler üreten peyzaj mimarlarıyız.

       BİZLER, mesleğimizin çalışma alanları olan kamusal alanları halkın yararına planlayan ve sürdürülebilirlik temel ilkesi içinde ülke kaynaklarımız halkındır diyen peyzaj mimarlarıyız.

      Sevgili Dostlar, sevgili meslektaşlarım;

      Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir meslek odası bilime, etiğe aykırı bir yol izlemiştir.

Anayasanın 135. maddesi ile kurulmuş; mühendislik ve mimarlık mesleklerinin ihtisas alanlarını düzenlemek ve denetlemekle yükümlü kamu niteliğinde bir kuruluş olan TMMOB yok sayılmış, yine TMMOB’a bağlı Orman Mühendisleri Odası ile Çevre ve Orman Bakanlığı el ele vererek içerisinde bir çok gaspı barındıran Orman Mühendisliği Yasası 08 Temmuz 2006 tarihinde maalesef Meclis kapatılmadan çıkartılmıştır.

       Biz bugün TBMM’ne ve milletvekillerine buradan tekrar sesleniyoruz;

Daha önceki yanlışlarınız yetmemiş gibi bugün bir yanlış daha yaptınız…

ÖZELLEŞTİRMELER…

YABANCILARA SATILAN MADENLERİMİZ VE TOPRAKLARIMIZ…

Hasankeyf ve Allianoi’yi sular altına gömerek Ulusal hafızalarımızı, tarihimizi YOK ETMEYE ÇALIŞMAKTASINIZ…

     Sinop’ta ve Göcek’te kurmak istediğiniz nükleer santrallerle çocuklarımızın yaşam haklarını ellerinden almaktasınız…

Fırtına Vadisi, Munzur, Belek, Lara, Haydarpaşa Galataport… daha saymakla bitmeyen tarihi, kültürel, doğal varlıklarımız…

Hepsini yabancı sermayeye açarak kentsel ve ulusal hafıza alanlarımızı yok etmektesiniz.

Ülkemizin bir daha sahip olamayacağı ve Dünya mirası alanlarımızı görmezden geldiniz…

        Bu ülkenin her karış toprağı bizim, satarken SORDUNUZ MU?

        Şimdi sıra ormanlarımızda…

2/B olarak bildiğimiz “Bilim ve Fen niteliğini kaybetmiş orman alanları” denilerek orman alanlarının yapılaşmaya açılmasına izin veren ve sermayedarlara sunulan yasa tasarısı biliyoruz ki bugün hala meclisimizde bekletilmektedir.

Çünkü 8 Temmuz 2006’da mecliste onaylanan ve sadece meslek yasasıymış gibi lanse edilen bu yasayla 2/B’lerin de önü açılmış olacaktır.

Bu yasayla… Orman alanlarının nitelik kaybına uğrayıp uğramadığını tescilleyecekleri özel orman bürolarını açmaya yönelik çabalarından vazgeçmediklerini görüyoruz.

Bugün iktidar yanlısı Orman Mühendisleri Odası ile Çevre ve Orman Bakanlığı el ele vererek adı meslek yasası olan ama aslında rant yasası olan yasayı Türkiye’de yaşayan 6000 peyzaj mimarını yok sayarak çıkartmışlardır.

Sevgili dost meslektaşlarım,

Bu yasa ile peyzaj mimarlığı mesleğinin uzmanlık alanları da gasp edilmiştir. Soruyorum size… Hangi eğitimle… hangi bilimle… hangi etikle…hangi hakla… bizim uzmanlık alanlarımız başka bir meslek grubuna hediye edilmektedir. Bu yasa Anayasa’nın eşitlik ilkesine de AYKIRIDIR!

Milletvekillerine buradan sesleniyoruz;

Siz, 9000 orman mühendisi 6000 peyzaj mimarından daha çok oy getirir diye düşündünüz, biz peyzaj mimarlarının gücünü göz ardı ettiniz. Bizi komisyon çalışmalarınızda dinlemediniz.

Oysa dinleseydiniz “bu yasayı geri çekmezseniz Türkiye’deki 6000 peyzaj mimarını ve ailelerini bu Meclis kapısına getiririz” demiştik, o zaman sesimizi duymak istemediniz.

Bugün de mi sesimizi duymayacaksınız?

Bu yasayı iptal edin?

Ana muhalefet partisi, size sesleniyoruz… bu haksızlığın giderilmesi için Anayasa mahkemesine başvurun.

Siyasi iktidar yandaşı Orman Mühendisleri Odası!

Web sayfanda yayınlıyorsun… 1. duyurun, Orman Genel Müdürlüğü 380 adet orman mühendisi alacakmış…paylaşım yerini buldu değil mi?

2. duyurun, 5531 sayılı Orman  Mühendisliği Kanununun yürürlüğe girmesi için gereken yönetmeliklerin neredeyse hazır olduğu…

Bunlar neye karşılık oldu soruyorum?

Bu yasayı çıkarttırabilmek için hangi bedeli ödedin?

Artık hep birlikte haksızlığı haykırma günü gelmiştir. O gün bugündür.

Kıyılarımız, kentlerimiz yağmalanmakta,…

Oysa insanlığın binlerce yıllık uygarlık mücadelesinin mekanı olan kentler “özgürlüğün ve uygarlığın” kaynağı olarak algılanmış, demokrasi uygulamalarına tanık olmuş, ev sahipliği yapmıştır.

Kent imar planlarında ayrılmış ufacık alanlar dışında yeşil bırakılmamış, bizi yönetenler kent içindeki yeşil alanlara gözlerini dikip ne yaparım da buralara yer altı çarşıları yaparım, katlı kavşaklar yaparım, üzerine binalar kondururum, biraz da cebimi doldururum diyen anlayışlarla kentlerimizi talan etmektesiniz.

Kentlilik bilinci ve kent politikası olmayanlar, bir taraftan kentlerimizin kültürel değerlerinin yok olmasına neden olurken, diğer taraftan da kullanım biçimi ve ekonomik kayıplar ile ülkemizin milli gelirlerini pervasızca harcamaktadır.

Artık öyle sınır tanımaz, öyle rant büyüsüne kapılmışlar ki koruma altına alınmış SİT alanlarımız ile kıyılarımız gibi koruma altındaki alanlarımız metalaştırılmış… ticarileştirilmiştir…

Bizi geleceğe taşıyacak olan tüm açık-yeşil alanlarımızı, ekolojik alanlarımızı, kıyılarımızı, doğal ve tarihi sit alanlarımızı “Kentsel Dönüşüm” adı altında yağmalayanlardan biri de Kültür ve Turizm Bakanıdır. Sayın Bakan demektedir ki “bu alanlarımızı kullanamayarak turşu kurmuştuk, şimdi turşuyu yeme zamanı geldi” Sn. Koç hala mı doymadınız?...

Bir ülkenin olmazsa olmazlarından olan sağlık ve eğitim de hızla özelleştirilerek satılabilir bir meta haline gelmiştir.

Seçimlerde nasıl daha çok oy alabilirim, bu düzenden payımı nasıl  arttırabilirim diye düşünen siyasi iktidar, eğitimimizi de kıskacı altına almıştır. 22 peyzaj mimarlığı bölümünden 14 tanesinde eğitim verilebilirken siyasi iktidar hiçbir alt yapısı ve akademik personeli olmayan eğitimi ve kaliteyi önemsemeden yeni bölümler açmaktadır.

Ne garip bir çelişkidir ki; hem peyzaj mimarlığı bölümleri açmaktadırlar, hem meslek yetkilerimizi orman mühendislerine vermektedirler. Gençlerimizin geleceğini çalmaktadırlar.

Ve yine ne garip çelişkidir ki; şu anda meclisimizde yabancı mimar ve mühendislerin Türkiye’de çalışma izni ile ilgili yasa tasarısı bulunmaktadır. Bizim geleceğimizi karartan siyasi iktidar, yabancı mühendis ve mimarlara ülke kapılarını sonuna kadar açmaktadır.

Gençlerimizin, öğrencilerimizin gelecekleri, umutları, yok edilmeye çalışılmaktadır.

AB uyum yasaları ve GATS ile ülkemizde serbestçe dolaşabileceklerdir. Ama ya bizim meslektaşlarımız … kendi ülkelerinde yabancılar ekmek yerken işsiz kalacaklardır.

Yabancılara bu kadar imtiyaz tanıyan siyasi iktidardan taleplerimiz var. Bakalım ne yapacaklar… Taleplerimiz ise…

  • Peyzaj Mimarlığı mesleğini Peyzaj Mimarlığı eğitimi alanların yapması
  • Peyzaj Mimarlarının kamu kurum ve kuruluşlarında çalışabilmeleri ve kadrolarını alabilmeleri,
  • 4. Madde/a 12, 13 ve 17. alt bendlerinde bizi tanımladığın Orman Mühendisliği yasasının iptal edilmesi
  • Kamuda ve özel sektördeki ücret yetersizliği ve dengesizliğinin giderilmesi
  • İstihdam alanları yaratılarak işsiz meslektaşlarımızın sorunlarının çözülmesini,
  • Bayındırlık komisyonlarında çalışmaları devam eden İmar mevzuatlarında mesleğimizin tanımlarının yapılması

Bugün Ankara’da tek yürek… tek yumruk olan peyzaj mimarlarının talepleri karşısında ne yapacaksınız… merak ediyoruz…kararlıyız…takipçisiyiz…

Sevgili dostlar;

Sermayenin yaşama tüm gücüyle saldırdığı, emperyalistlerin dünyayı savaşla sınadığı bu dönemde bize düşen bir olmaktır… umudu diri tutmaktır…bu mücadelede birlikte olmaktır…

Sen yoksan bir eksiğiz.

Başka bir Türkiye, başka bir Dünya için sen de katıl, ellerimizi birleştirip emeğin ve özgürlüğün Türkiye’sine uzanalım.

Örgütlülüğümüz gücümüzdür.

   Bugün burada Peyzaj Mimarlarının gücünü gösterdik…14 Ekim’de  Birliğimiz TMMOB tarafından düzenlenen bizim de içinde yer aldığımız “İNSANIMIZA, ÜYEMİZE, YAŞAMA, MESLEĞİMİZE, ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ”  mitingine yine hep birlikte katılıyoruz…

“KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER, YA HİÇBİRİMİZ”

Okunma Sayısı 3419
Fotoğraf Galerisi