TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Ege Pmo Genç "gdo' Lu Ürünlere Hayır ! "

GENEL MERKEZ
24.12.2009 (Son Güncelleme: 24.12.2009 18:26:27)

Kısa ama zorlu tarihimizde ortaya çıkan tüm engelleyişlere rağmen meslek odamızın onurlu mücadelesi ile üniversite sıralarından, amfilerden sesimiz ve gücümüzle bu onurlu tabloda yer almak ; biz gençler için mesleğimizin geleceği adına umut verici olmaktadır ve olacaktır . Şikayet etmeyi değil , çözüm üretmeyi ve mücadeleyi ön plana aldığımızda günün sorunlarını da görmezden gelmeyeceğimizi belirtmek isteriz.,Geleceğin peyzaj mimarları olacak olan bizler sesimizi her şekilde duyurmaya varız.Bugün burada günümüzün sorunlarından olan ; çağdaş medeniyet sorunları adı altında yaşanan ve geleceğimizi ilgilendiren , zararı kanıtlanmış ürünlere tepkimizi belirtmek istiyoruz.

  EGE ÜNİVERSİTESİ PMOGenç

BASINA VE KAMUOYUNA

Kısa ama zorlu tarihimizde ortaya çıkan tüm engelleyişlere rağmen meslek odamızın onurlu mücadelesi ile üniversite sıralarından, amfilerden sesimiz ve gücümüzle bu onurlu tabloda yer almak ; biz gençler için mesleğimizin geleceği adına umut verici olmaktadır ve olacaktır . Şikayet etmeyi değil , çözüm üretmeyi ve mücadeleyi ön plana aldığımızda günün sorunlarını da görmezden gelmeyeceğimizi belirtmek isteriz.,Geleceğin peyzaj mimarları olacak olan bizler sesimizi her şekilde duyurmaya varız.Bugün burada günümüzün sorunlarından olan ; çağdaş medeniyet sorunları adı altında yaşanan ve geleceğimizi ilgilendiren , zararı kanıtlanmış ürünlere tepkimizi belirtmek istiyoruz.                                  

Tüm dünyada Frankeştayn olarak adlandırılan GDO‘lu ürünler hakkında tepkimizi ortaya koymak için buradayız. Ürünün sağlamlığının ve büyüklüğünün insan sağlığına tercih edildiği bu gıdalar ;alerjik reaksiyona neden oluyor, vücudun antibiyotik direncini zayıflatıyor ve toksik etki yaratıyorlar.Ayrıca birçok bilim adamı bu ürünlerin böbrek yetersizliğine ve kısırlığa neden olduğunu da ifade ediyor. GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) bilindiği gibi bir canlıya başka bir canlı türünden gen aktarılarak yeni bir canlı organizma yaratılması olarak tanımlanabilir. Gen aktarılan canlının DNA‘sı değiştirilmekte, kendi türünde olmayan özellikler edinmektedir.Canlılar doğal süreçler içinde de değişikliğe uğrarlar. Bugün gıda olarak yediğimiz bitkilerin hemen hemen hepsi, insanların müdahelesi ile ya da doğal süreçler sonucu gelişerek, bugünkü özelliklerini kazanmış, çeşitlenmiştir.Ancak bu değişiklikler aynı türün farklı çeşitleri arasında melezlenmeler ile oluşmuştur. Doğada farklı türler arası genetik alışveriş yoktur. Bilinen tek örnek at ve eşeğin çiftleşmesinden olan katırdır, ki o da kısır bir hayvandır, üreyemez.Dünyada bulunan 8 gen merkezinden 3‘ü ülkemizdedir.Ülkemizde 3.905‘i endemik olmak üzere toplam 12.000 bitki türü bulunmaktadır. Bugün dünyada üretimi yapılan buğday, arpa, nohut, mercimek, zeytin gibi birçok önemli ürünün anavatanı ülkemizdir. Ayrıca insanlığın en önemli besin kaynaklarından biri olan buğdayın 11.000 yıl önce ülkemizde kültüre alındığı bilinmektedir. GDO‘ nun çevreye ve ekolojik dengeye olan zararları da mevcuttur.Biyolojik çeşitliliğin doğal gen havuzunu kirlenme ile tehdit etmektedir. Dünyada biyoçeşitlilik açısından zengin olan bölgelerde bu ekimin yapılması diğer bitkileri de olumsuz yönde etkilemesi açısından büyük risk içermektedir.Herhangi bir denetim olmadığı için Türkiye‘de ne kadar alanda GDO‘lu ürün yetiştirildiği bilinmiyor. Bununla birlikte genetiği değiştirilmiş bitkilerin kontrolsüz biçimde Türkiye‘ye girdiği ve gıda sanayinde yıllardır kullanıldığı biliniyor.Çıkan yönetmelikse GDO‘lu ürünlerin sadece bebek mamalarında kullanımını kısıtlıyor.Bununla birlikte GDO içermeyen ve içeren ürünleri etiketlerinden anlayabilmek  son derece karmaşık kanuni hükümlere bağlı.Tüketiciyi kolaylıkla yanıltmanın mümkün olduğu bu durum GDO ile beslenmek istemeyen tüketiciler için çok seçenek bırakmıyor.Onlar için ya bebek maması yemeleri , yada organik gıda tüketmeleri sunuluyor.Yapılan bir çalışmaya göre Türkiye‘de satılan 800‘e yakın gıda maddesi, GDO içeriyor.Tüm ekosistemin çökebileceği , biyoçeşitliliğin tehlikeye girdiği,biyolojik kirliliğin fazlalaşması gibi durumlar dünyayı çok farklı noktalara getiriyor.GDO ‘ lu tohumlar üretilirken çeşitli gerekçeler sunuluyor.Örneğin tarıma uygun olmayan alanlarda tarım yapılabilmesini sağlaması , verimi artırması,tarım ilacı kullanılmasına ihtiyaç duyulmaması ,gıdanın besleyiciliğini ve üretim verimliliğini artırması.Ancak GDO lu tohumlar tarımsal verimi belli bir süre sonra artırmaktan ziyade azaltıyor daha çok tarım ilacı kullanılmasını gerektiriyor,bu da amaçtan sapılarak ekolojik tahribata neden oluyor.Ülkemizde ekolojik tarıma verilmesi gereken önemin GDO lu ürünlere verilmeye çalışılmasını da hiçbir hükmün,hiçbir mantığın açıklamaması ,doğanın bir bütün halinde korunmasını engelliyor.

PMOGenç mücadele ve örgütlenmenin zorunlu olduğunu savunmakta ,bunu halkı bilinçlendirmek kadar önemli bir sorumluluk olarak nitelemektedir. Bilim dünyasında yaşanan tartışmaların medya yoluyla halka yansıması, yetersiz bilgilendirmenin de etkisiyle, halk arasında tedirginlik ve kaygılara yol açmıştır.İnsanoğlunun  doğa ile barışması gerektiğini savunan bizler ,  anlatmaya kararlıyız ve sonucunda tüm insanlığa ait bir materyal olan DNA ‘nın özelleştirilmesi endişe yaratsa da halkın bilinçlilik düzeyinde artış görmekteyiz.Yine de siyasetçilerimizin tüm dünya çapında verilen GDO karşıtı mücadeleyi ve bağımsız bilim insanları tarafından yapılan bilimsel çalışmaları dikkatle takip etmesini talep ediyor, mücadelemizi GDO‘lar ülkemizde ve dünyada tamamıyla ortadan kalkana kadar sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.

                                                                                                                 EGE Üniversitesi
PMOGenç Temsilciliği

Okunma Sayısı 1354