Türkiye’de Tarım Oğreniminin 164. Yıldonümü Toreni

Tarım Öğreniminin 164. Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Feyzi ÖNDER Konferans Salonu’nda tören düzenlendi.

Tarım Öğreniminin 164. Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Feyzi ÖNDER Konferans Salonu‘nda tören düzenlendi.

Yapılan açılış konuşmalarında İzmir Şube Başkanımız Sn. Prof. Dr. Erhan Vecdi KÜÇÜKERBAŞ‘ın yaptığı konuşmanın metni aşağıdadır.

"Sayın Rektörüm, Sayın Rektör Yardımcım, Sayın Genel Sekreterim, Sayın Dekanım, Sayın Oda Başkanlarım, Fakültemin Saygıdeğer Öğretim elemanları, değerli konuklarımız ve sevgili öğrencilerimiz,

Tarım Öğretiminin 164. Yılını Kutladığımız bu günde, Peyzaj Mimarları Odası adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Konuşmamı, hepimizin ortak kaygısı olan çevre sorunları ve bu sorunlara bağlı olarak meydana gelen tehditler üzerine sürdürmek istiyorum.

Bilindiği üzere, günümüzde insanoğlu, dünyamızın geleceği açısından hayati öneme sahip çevre sorunları ile karşı karşıyadır.

Çevre sorunlarının temelinde insanoğlunun içinde yaşadığı ve onun bir parçası olduğu doğaya ve doğal kaynaklara verilen tahribatlar yatmaktadır.

Bu nedenle çalışma ortamı fiziksel çevre olan birçok meslek disiplini ekolojik kaygıyı taşımaktadır.

Genç bir nüfus yapısına sahip aynı zamanda da hızlı büyüyen ülke durumundaki Türkiye, bir yandan hizmet ve ürün sağlama durumunda iken bir yandan da çevresel değerlerini korumak ve sorunlarına çözüm üretmek zorundadır.

Küresel iklim değişimlerinin olası etkileri bakımından ülkemiz risk grubu ülkeler arasındadır.

Ekolojik dengenin korunması ve sürdürülebilir bir yaşamın sağlanması için, su ve toprak gibi peyzajı oluşturan temel kaynakların gelecekteki ihtiyaçları karşılayabilmesi bakımından akılcı şekilde kullanılması gerekmektedir.

Doğal ekosistemlerin dinamik bir yapıya bağlı olarak kendilerine özgü ve süreklilik gösteren bir denge içerisinde işlevlerini sürdürürler.

Bunun temel nedeni çok zengin tür çeşitliliği içerisinde kaynakları tüketmek yerine türlerini geleceğe aktarmak için kaynakları paylaşmakta yatar.

Doğal ekosistemler gibi insanoğlunun yönlendirdiği tarımsal üretim alanları da birer ekosistemdir.

Her ikisi de enerji yakalayan ve serbest bırakan bir yapıya sahiptir.

Ancak insanoğlu kendi yararlarını arttırma doğrultusunda ekosistemi yönlendirdiği için kültürel sistemlere giren ve çıkan enerji miktarı doğal ekosistemlere göre çok daha fazladır.

  Bizde olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde Pazar ekonomisine yönelik çabalar içerisinde tarımsal etkinlikler çıkarcı nedenlerle kaynakların düşünülmeden sömürülmesine yöneliktir.

Çevre dostu, sürdürülebilir bir tarımın sağlanabilmesi için öncelikli olarak ülke gerçeklerine yönelik politikalar üretilmelidir.

Bu nedenle bu sorunları ortadan kaldıracak üretim tekniklerinin de acilen tarım politikaları içerisinde yer almasının yanı sıra sürdürülebilir tarım felsefesini yaşama geçirmek gerekmektedir.

Sözlerimi tamamlarken bu anlamlı günde bizlerle birlikte olan tüm konuklara ve bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, tarım öğretiminin 164. yılını kutluyor saygılarımı sunuyorum. "