TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Allianoi ' Ye Sahip Çıkıyoruz

GENEL MERKEZ
13.11.2006 (Son Güncelleme: 13.11.2006 13:35:34)

Barajın inşaatının tamamlanması ve su tutmasıyla birlikte kültür mirası olduğu tartışmasız olan Allianoi yaklaşık 17 metre suya gömülecektir.

Kültür Mirası olan Allianoi ören yerinin  Yortanlı Barajı suları altında kalmasının önlenmesi için projede değişiklik yapılması ya da aks yerinin değiştirilmesi” isteminin reddine ilişkin “T.C.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü- Etüd ve Plan Dairesi Başkanlığı’nın 12 Mayıs 2005 tarih ve B.15 1 DSİ 0 10 01 00/123-0409/3100 sayılı” kararının; öncelikle davalı İdarenin savunması alınmadan yürütmesinin durdurulması ve yargılama sonunda iptaline karar verilmesi istemi ile açılan davaya davacılar yanında katılma istemimizin ve dava hakkında açıklamalarımızın sunulmasıdır.

I- KATILMA İSTEMİ :

Davanın konusu, “İnsanlığın ortak kültür mirası nitelemesini çoktan hak etmiş  olan Allianoi’nin,  gövde inşaatı tamamlanmış olan Yortanlı Barajı suları altında kalması ve  31 metre suya gömülmesini önlemeye yönelik bir davadır. Dolayısıyla, bir kültürel mirasın korunması davası görülmektedir

Davaya katılmak isteyen TMMOB Peyzaj Mimarları Odası; 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yasası gereğince kurulan bir kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası’nın amaçlarını düzenleyen TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Ana Yönetmeliği’nin 7. maddesinin b fıkrasında “…var olan doğal ve kültürel kaynakları korumayı, geliştirmeyi, onarmayı ve olabildiğince en uzun süre ve en uygun biçimde yararlanmayı hedefleyerek açık ve / veya yeşil alanların peyzaj planlama, tasarım, projelendirme, uygulama ve yönetimini yaşama geçirmek, peyzaj mimarlığında toplumun her kesimindeki insana hizmet edecek kamu ve toplum yararını oluşturacak çalışmalar yapmak…”, odanın amaçlarından sayılmıştır.

Aynı zamanda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İşkur Genel Müdürlüğü İş ve Meslek Analizleri Daire Başkanlığı’nca yapılmış olan Peyzaj Mimarlığı meslek analizinde de yer aldığı gibi; (Ek:1) Peyzaj Mimarlığı, koruma alanları, sulak alanlar, havza alanları gibi  ekolojik zenginliği bulunan alanlardaki sürdürebilirliğin sağlanması ve tarihi alanların insan kullanımına açılmasındaki koruma kullanım projeleri üreten bir meslek disiplinidir.

Evrensel bir tanım olan PEYZAJ’ı oluşturan doğal,tarihi ve kültürel tüm değerlerimizin koruyarak-kullanım dengelerinin ilkesi ile gelecek nesillere taşınmasındaki fiziksel plan ve projelerin üreticisi olan Peyzaj Mimarlarının meslek örgütü olan TMMOB Peyzaj Mimarları Odası’nın, ülkemizin doğal-tarihi ve kültürel miras ve değerlerinin geleceğe korunarak-kullanımı ile ilgili kararların sonuçlarının peyzaj mimarlığının da  meslek disiplini ve uzmanlık alanları içinde olması sebebiyle dava konusu işlemde menfaat ilişkisi vardır.

Bu nedenlerle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 31/1.maddesi yollamasıyla, 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 53 ve devamı maddeleri uyarınca, Peyzaj Mimarları Odası’nın davaya davacılar yanında katılmasına karar verilmesini talep ediyoruz.

II- DAVA HAKKINDA AÇIKLAMALARIMIZ:

Dava konusu işlemin hukuka aykırılığı koruma kararları ile kanıtlanmıştır;

a.) Allianoi ile ilgili ilk koruma kararı;

Allianoi’nin bulunduğu alanda kazılar 1998 yılında başlamıştır. Yürütülen kazı çalışmalarında ele geçen zengin buluntular sonucunda, Bergama Müze Müdürlüğünce 28.09.1998 tarih, 712 / 1171 sayılı ve 12.09.2000 tarih, 712 / 1171 sayılı yazılarla buranın koruma altına alınması için başvurulmuştur.  Bunun üzerine, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 29.03.2001 tarih ve 9226 sayılı karar alınmıştır. Kararda; “…Allianoi ören yerinin, 1. derece Arkeolojik Sit olarak belirlendiği, antik yerleşimin göl alanı dışına çıkarılması ve İlya Çayı’nın su baskınından korunması için, DSİ tarafından gerekli bilimsel  ve teknik çalışmaların yapılmasına karar verildiği…”  belirtilmiştir.

b.) Koruma kararının geçerli olduğuna ilişkin karar;

Allianoi Girişim Grubu’nun 2004 yılı Eylül ayında kurulmasının ardından, “Allianoi ile ilgili 2001 yılı koruma kararının uygulanıp uygulanmadığı” konusunda DSİ 2.Bölge Müdürlüğü ile İzmir  II. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne başvuruların yapılması üzerine konu yeniden koruma kurulunun gündemine alınmış ve İzmir II.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun, 20.04.2005 tarihli, 742 sayılı kararı ile “Allianoi Antik Kenti ile ilgili İzmir I Nolu KTVKK’ınca alınan 29.03.2001 gün ve 9229 sayılı kararın geçerli olduğuna”… karar verilmiştir.  

c.) Mille Kaplama tartışması ve  Allianoi’nin suya gömülmesini önleyen dava konusu kararın alınması süreci;

Koruma Kurulu’nun 2001 tarihli kararı üzerine, davalı idare tarafından, söz konusu baraj projesinin yeniden gözden geçirilmesi, baraj gölünün 1.Derece Arkeolojik Sit tescil edilen alanı etkilemeyecek başka bir yere kaydırılması gerekirken, bu yapılmamıştır. Bunun yerine ilginç bir öneri ortaya atılmıştır. Sorunun çözümü için, “bugüne kadar ortaya çıkan kalıntıların üzerinin mil tabakası ile kaplanması”… Bu önerinin anlamı nedir?  Gün yüzüne çıkmış olan bir tarihi varlığı yeniden toprağa, somut olayda balçığa gömmektir. Bunun “sorunu çözmeye yönelik değil, savuşturmaya yönelik bir yaklaşım olduğu, koruma olarak değerlendirilemeyeceğini” söylemek için konunun uzmanı olmaya da gerek yoktur.

İzmir II.Numaralı Koruma Kurulu’nun 20.04.2005 tarihli “Allianoi’nin 1.Derece Arkeolojik Sit olduğuna ilişkin 20.03.2001 tarihli kararın geçerli olduğuna” ilişkin kararının ardından, mille kaplama önerisi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı – Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından koruma kurulunun gündemine getirilmiştir.  

İzmir II.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 01.06.2005 tarihli kararında; “…İzmir I Nolu KTVKK’nun 29.03.2001 gün ve 9229 sayılı kararı ile belirlenen 1.Derece Arkeolojik Sit alanı içinde kalan Yortanlı Barajı baraj gölü altında kalacak olan Allianoi Kentine  ilişkin DSİ’nin ve Kazı Başkanlığı’nın görüşlerini içeren raporlarındaki korumaya yönelik farklı önerilerin ve yöntemlerin bu konuda uzmanlaşmış kurum ve/veya kuruluşlara bilimsel olarak incelettirilerek ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce oluşturulacak raporun temin ettirilerek, Kurula iletilmesine, konunun bundan sonra değerlendirilmesine…”karar verilmiştir.  

Bu karar doğrultusunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı- Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından akademisyenden oluşan beş kişilik bilimsel heyet oluşturulup Heyet,, 05.07.2005 tarihinde Allianoi’de ayrıntılı  inceleme yapmış ve ardından, 18.07.2005 tarihli “Yortanlı Baraj Gölü İçinde Kalacak Allianoi Antik Kenti’nde Korumaya Yönelik Farklı Önerilerin Değerlendirilmesine İlişkin Rapor hazırlanmıştır. Hazırlanan bu raporun sonuç bölümünde özetle; “…Allianoi olarak adlandırılan tescilli arkeolojik sit alanının, kültür tarihimize katkıları nedeniyle korunmasının tartışmasız olduğu; ancak bu amaçla sunulmuş olan koruma önerilerinin alanın korunması konusunda gerçekçi bir çözüm getirmediği, (…) onbinlerce yıllık süreçten geçerek bize ulaşan bir kültür varlığını yok etme hakkına sahip olmadığımız gibi, bunları gelecek nesillere aktarma yükümlülüğümüzün olduğu da kesinlikle unutulmaması gerektiği, bu nedenle anlık çözümler aramak yerine, alanın bütüncül ve kalıcı olarak korunması ve sergilenmesi için daha fazla zaman kaybetmeden harekete  geçilmesi, bu konuda ulusal ve uluslararası sorumluluğumuzun bir gereği olduğu…” belirtilmiştir.  

Rapordaki değerlendirmeler ve öneriler doğrultusunda Allianoi’nin korunması konusu, İzmir II.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 28 Eylül 2005 tarihinde yapılan toplantısında görüşülüp, koruma kurulu üyeleri tarafından Allianoi’de inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Yapılan incelemeden sonra antik sağlık yurdunun üzerinin “mille kaplanması” tartışmalarını bitiren 13.10.2005 tarihli ve 1453 sayılı karar verilmiştir.

Bu karar, Allianoi’nin “Dünya mirası literatürüne girebilecek nitelikte korunması gerekli Kültür Varlığı” olduğunun kabulü anlamındadır.  

Kararda ayrıca Allianoi’nin korunmasına yönelik önlemlerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından çözümlenmesi, “çözüm üretilene kadar barajda su tutulmaması” hüküm altına alınmıştır.   

Kesinleşmiş koruma kurulu kararları karşısında, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararları idari merciiler tarafından tek ya da çok yanlı işlemlerle kaldırılamaz, değiştirilemez.

2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası’nın 7/3. maddesine göre; “…Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunur…”  8.Maddesine göre; “Yedinci maddeye göre tescil edilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarının tesbiti ve bu alanlar içinde inşaat ve tesisat yapılıp yapılamayacağı konusunda karar alma yetkisi Koruma Kurullarına aittir…” Yasanın 61/1. maddesine göre de “…Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır…”

Allianoi ile ilgili olarak “…Allianoi ören yerinin, 1. derece Arkeolojik Sit olarak belirlendiği, antik yerleşimin göl alanı dışına çıkarılması ve İlya Çayı’nın su baskınından korunması için, DSİ tarafından gerekli bilimsel  ve teknik çalışmaların yapılmasına “ karar verilmiştir. 2863 Sayılı Yasanın yukarıdaki düzenlemelerine göre, bu karara davalı İdare uymak zorundadır.

Baraj yapmak amacıyla inşai ve fiziki müdahalenin sürdüğü bölge, İzmir 1 Nolu KTVKK’nun 29.03.2001 gün ve 9229 sayılı kararının ekindeki 1/25.000 ölçekli haritada işaretli olan “1.derece arkeolojik sit sınırları içindedir”.

DSİ Genel Müdürlüğü,

- Söz konusu koruma kararının iptali için idari yargıya başvurmamıştır.

- 2863 Sayılı Yasanın 61.maddesi uyarınca anılan Koruma Kurulu kararını sürekli ihlal etmiş, yanıt dilekçesinde belirttiği üzere, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü  ile yaptığı yazışma ve protokollere dayanarak, İzmir 1 Nolu KTVKK kararını by-pass  etmiştir.

Koruma Kurulu kararlarını, ne Bakanlık, ne de Genel Müdürlükler değiştirebilir ya da uygulamadan kaldırabilir. Koruma Bölge Kurulu kararları yalnızca Koruma Kurulu tarafından ya da İdari Yargı Mercii tarafından değiştirilebilir ya da iptal edilebilir.

Yukarıda da belirtildiği gibi; 29 Mart 2001 tarihli koruma kararı, yasal süresi içinde itiraz edilmeyen, yargı yoluna başvurulmayan kesinleşmiş bir karardır. Davalı İdare tarafından daha önce itiraz edilmeyen, iptali için yargı yoluna başvurulmayan karar hiç dikkate alınmadan baraj inşaatı sürdürülmüştür. Bunun üzerine barajın su tutması ile Allianoi’nin yok olması tehlikesi karşısında, bir “oldubitti”nin önüne geçmek için Koruma Kurulu 13 Ekim 2005 tarihli kararı almıştır. Bu süreç, dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açık bir göstergesidir. Bu nedenle davanın kabulü gerekmektedir.

III. ALLİANOİ’NİN KORUNMASI, HUKUKSAL VE TARİHSEL SORUMLULUĞUN GEREĞİDİR;

Davacı İdarenin Allianoi’nin tarihsel ve kültürel değeri konusundaki itirazları, yersiz ve bilimsellikten uzak itirazlardır. Allianoi, saptanabilmiş 1800-2000 yıllık tarihi ve halen kullanılabilen sıcak suyu ile eşi olmayan bir ekolojik bir değerimizdir.

    Ulusal ve uluslararası hukuk metinlerine göre, ekolojik, tarihi ve kültürel mirasın korunması gerekmektedir;

Bilindiği gibi Allianoi ve benzeri  tarihi yerler; insanlığın ortak kültür mirasıdır  ve korunması gerekmektedir. Günümüzde bu tür değerlerin korunması için pek çok uluslararası sözleşme imzalanmış ve ulusal yasalar çıkartılmıştır. Ülkemiz de uluslararası sözleşmelerle kültür mirasının korunması konusunda taahhütlerde bulunmuştur. Bu konuya ilişkin ulusal  mevzuatımızda  da düzenlemeler bulunmaktadır.

Davanın esas muhatabı olan tarihsel değeri ile ilişkin Arkeologlar Derneğinin, tüm  bilimsel gerçekleri makamlarınıza sunduğu ve gerekli açıklamaları yaptığını bildiğimiz Allianoi’nin ekolojik zenginliği,tarihsel ve kültürel değeri üzerindeki dava konusu işlem, iç hukuksal düzenlemelerimizin yanısıra uluslararası sözleşme gereklerine de  aykırıdır.(T.C.Anayasası 63/1 maddesindeki Tarih,Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 20.maddesi ile 1972 Paris Dünya Kültür ve Doğal Mirasın Korunması,1992 Malta Arkeolojik Mirasın Korunması, Ramsar Sözleşmesi gibi)

Makamlarınızca da bilindiği gibi; Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasına 22.05.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5170 sayılı yasayla eklenen cümle ile “usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı” belirtilmiştir. Diğer uluslararası sözleşmelerin yanında tüm doğal,tarihi ve kültürel değerlerimizin korunarak-kullanımını sağlayan ve ülkemizin 2000 yılında imzalamasından sonra 2003 yılında yürürlüğü giren Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, bu tür tarihi ve kültürel miras değerlerini uluslararası önemde korumayı zorunlu kılacak taahhütleri içermektedir. “Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin (Ek 2) Uygun Olduğuna Dair Kanun Tasarısı” önergesi ise 10 Haziran 2003 tarih ve 4881 no’lu Kanunla onaylanarak 27 Temmuz 2003 tarih ve 25181 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır. (Ek 3) 

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi daha önsözünde peyzajın kültürel, ekolojik, çevresel ve sosyal alanlarda kamu yararı taşıdığının; peyzajın yerel kültürlerin biçimlenmesine katkısı sağladığının ve bunun da Avrupa kültürel ve doğal mirasının en önemli parçası olduğunun, insanın refahı ve Avrupalı kimliğinin pekiştirilmesine katkıda bulunduğunun farkında olarak; ve doğal ve kültürel mirasın korunması ve yönetilmesini dikkate alarak sözleşme maddelerine giriş yapmaktadır. Diğer bir ifade ile yerel kültürlerin biçimlenmesinde katkısı olan kültürel mirasın korunması ve yönetilmesi önemle vurgulanmıştır.  

Yine sözleşmenin tanımlar bölümünde peyzaj ve peyzaj koruma aşağıdaki biçimde ifade edilmiştir. 

“Peyzaj”, insanlar tarafından algılandığı şekliyle, özellikleri insan ve/veya doğal faktörlerin etkileşimi ve eylemi sonucunda oluşan bir alandır;

“Peyzajın Korunması”, peyzajın, doğal oluşumu ve/veya insanların aktivitelerinden kaynaklanan miras değeri ile doğrulanan önemli ve karakteristik özelliklerinin korunması ve devamı için yapılan eylemlerdir;

Diğer bir ifade ile insanlar tarafından biçimlenmiş alanlar peyzajın tanımlanmasında/kimliğinde doğal öğeler ve süreçler kadar etkilidir. Dolayısıyla peyzajın tarihsel ve kültürel miras değerleri o peyzajın özelliklerini ortaya koyan önemli öğelerdir ve bu haliyle korunması gerekir. 

Sözleşmenin Madde: 5 Genel Tedbirler Bölümünde ise sözleşmeyi imzalayan her bir taraf peyzajları, yasayla, insanların çevrelerinin önemli bir bileşeni, onların paylaştıkları kültürel ve doğal mirasın çeşitliliğinin bir ifadesi ve kimliklerinin bir temeli olarak tanımayı taahhüt etmektedir. 

Gerek Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve gerekse peyzaj koruma ve peyzaj yönetimi kavramlarının doğal gerekliliği olarak, Allanoi antik kentinin taşıdığı misyonun geleceğe vizyon olarak taşınamamasına ilişkin herhangi bir uygulamaya izin vermemek, bu amaç ve hedef dışına çıkmasını önlemek ulusal bir sorumluluk ve görevdir. 

Bu Anayasa hükmüne göre,  dava konumuzla ilgili uluslararası sözleşmeler ile ulusal yasaların çelişmesi halinde, Uluslararası sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.    Ülkemizin imzaladığı uluslararası sözleşmelere, Anayasa ve yasa hükümlerine göre Allianoi’nin suya gömülmesi, bozulması, yok olması sonucunu doğuran her işlem ve eylem yasadışıdır. 29 Mart 2001 tarihinden bu yana baraj inşaatının sürdürülmesi de yasadışı bir eylemdir. 

Bu çağda, bu coğrafyada yaşayan bizler için Allianoi ve benzeri değerleri korumak, en önemli tarihsel sorumluluklarımızdan birisidir. Barajın su tutmaya başlamasıyla Allianoi bir daha gün yüzüne çıkmayacak şekilde yok olacaktır. Bu vahim sonuç, gelecek kuşaklara aktaracağımız en kötü mirasımız olacaktır. Bu nedenle davanın kabul edilmesi gerekmektedir

IV- ALLİANOİ,  “VAZGEÇİLEMEYECEK EKOLOJİK VE TARİH BİR DEĞER”; 

Allianoi, halen sıcaklığı 47 0C olan, antik çağ termalinden yararlanılan, etrafında antik bir sayfiye yerinin olduğu, kuzeyinde ise sağlık, kültür ve konferans turizmine hizmet edecek, barajın sağlayacağı yararlardan çok daha büyük bir ekonomiyi bölgeye sağlayabilecek bir  merkezdir.   

Söz konusu baraja  40 - 50 yıl ömür biçilmektedir. Bu süre sonunda da 15 metre derine inilip, arkeolojik kalıntıların ortaya çıkartılması olası olmadığından, barajın ömrünü tamamladıktan sonra da Allianoi’nin gün ışığına çıkarılması olanağı bulunmamaktadır.

Allianoi’un sulara gömülmesi ile birlikte önemli bir ekoloji harikası olan bu alan yok olacak ve eko/ turizm gelirinden de vazgeçilmiş olacaktır. 2002 yılında Allianoi’un içinde; peyzaj tasarımının içerisinde;estetik bir gezi parkuru, bakı ve dinlenme alanları, platformlar ve bilgi panoları yapılmıştır. Böylece gelen turistler rahatlıkla Allianoi’u gezip bilgi alabilmektedirler.  

Yortanlı bu haliyle baraj Kültür Mirasını yutacak, önemli bir turizm merkezini yok edecektir. 

Konunun uzmanlarından edinilen bilgilere göre;  iki baraj yerine tek bir baraja daha az ödenek ve rantabilite sağlanabilecektir. Yortanlı Baraj gövdesi bugünkü yerinden bir km. güneye yapılmış olsaydı, Çaltıkoru Barajı’na gerek kalmayabilecekti. Üstelik bugün Çaltıkoru Barajı inşaatı zamanında gerekli zemin etütleri yapılmadığı için durma konumuna gelmiştir.

Projede değişiklik yapılmadan baraj yapıldığı takdirde, Allianoi gölet alanının tam ortasında kalmaktadır. Su toplanmaya başladığı an, Antik Çağ Anadolu’sunun benzersiz kaplıca tesisi ve arkeolojik değerlerinin su altında kalması kaçınılmazdır.  

Barajın inşaatının tamamlanması ve su tutmasıyla birlikte kültür mirası olduğu tartışmasız olan Allianoi yaklaşık 17 metre suya gömülecektir. 

Söz konusu baraja  40 - 50 yıl ömür biçilmektedir. Bu süre sonunda da 15 metre derine inilip, arkeolojik kalıntıların ortaya çıkartılması olası olmadığından, barajın ömrünü tamamladıktan sonra da Allianoi’un gün ışığına çıkarılması olanağı bulunmamaktadır. 

Dava konusu işlemin uygulanması sonucunda, baraj inşaatı hızla sürdürülmektedir. Planlandığı gibi inşaatın tamamlanması halinde, Yortanlı Barajı 2005 yılının yani BU YILIN KASIM ayında su tutmaya başlayacak, bu durumda, Allianoi Yortanlı Barajının göl alanının tam ortasında 17 metre SULARA GÖMÜLECEK, ALLIANOI diye bir yer kalmayacak, yok olacaktır. Yani 2863 sayılı yasanın 9. ve 65/a. maddelerinde yazılı olan “yasaklanan” eylemler gerçekleşmiş olacaktır. 

Diğer gerekçelerimizin yanı sıra, sırf bu koruma kararları karşısında, dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu sonucuna varılması gerekmektedir. 

Yukarıda açıklandığı gibi, dava konusu işlemin kamu yararına aykırı olduğu açıktır. Hukuka aykırılığı açık olan bu işlemin uygulanması halinde, kültür mirası olduğu tartışmasız olan Allianoi, BU YIL KASIM AYINDAN İTİBAREN sulara gömülecektir, yok olacaktır. Allianoi’un sulara gömülmesi halinde yeniden gün yüzüne çıkarma olanağı da yoktur. Yani, dava konusu işlemin uygulanması halinde doğuracağı zararın telafisi olanaksızdır.

Kalıntıların üzerinin mille kaplanması önerisinin de hiçbir gerçekçi yanı yoktur.ve bu öneri korumacılık anlayışı ile bağdaşmayan bir öneridir. Bu açıkça, “yüzyıllardır doğanın yok edemediğinin, insan eliyle yok edilmesi” dir.

Okunma Sayısı 1377
Fotoğraf Galerisi