TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Kentsel Donüşümlerde Imarlı Imarsız Alanda Uygulama Için Belediyelere Hukuk Dışı Yetki Devri

GENEL MERKEZ
15.04.2010 (Son Güncelleme: 15.04.2010 16:32:50)

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu gündeminde olan ve TBMM Genel Kurulu‘na gelmesi beklenen 03.07.2005 tarih ve 5393 Sayılı Belediye Kanunu‘nun 73. Maddesini değiştirmeyi hedefleyen kanun teklifi, merkezi hükümetin hukuk tanımazlığının son örneği olarak karşımızda.

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu gündeminde olan ve TBMM Genel Kurulu‘na gelmesi beklenen 03.07.2005 tarih ve 5393 Sayılı Belediye Kanunu‘nun 73. Maddesini değiştirmeyi hedefleyen kanun teklifi, merkezi hükümetin hukuk tanımazlığının son örneği olarak karşımızda. Halk yararına olmayan, kamusal düzen ve yarar taşımayan yasa değişiklikleri ile tüm merkezi planlama ilkelerini yok ederek talanın önünü açmanın her yolunu deneyenlerin artık son hamlesi... 

Kaygılarımız ve endişelerimiz hat safhadadır. Kentsel Dönüşüm uygulamalarının yaratmış olduğu sorunları detaylı bir yasa tasarısı çerçevesinde ele almayı başaramayan iktidarın, mağdur halkın direnişi karşısında karşı karşıya kaldığı sorunları, Belediye Kanunu gibi önemli bir düzenlemenin içine sıkıştırarak, çözmeye çalışması, yine bir demokrasi dolandırıcılığı olarak karşımızda. Belediye Kanunu kentsel dönüşüm sorunlarının çözüleceği zemin değildir. 

Dönüşüm Alanları Yasası‘nı denediler ..Olmadı..Ülkesinin tüm varlıklarının korunarak kullanıma açılması  ilkesi ile fiziki plan üreten peyzaj mimarları  "imarlı-imarsız, planlı-plansız tüm alanlar dönüşüm alanıdır" olarak ilan eden merkezi hükümete " hazırlanan yasa işgal yasasıdır dedi..YASALAŞTIRAMADILAR... 

PEYZAJ MİMARLARI BU BİR İŞGAL YASASIDIR DEDİ..DÖNÜŞÜMÜ  YASALAŞTIRAMADILAR. AMA VAZGEÇMEDİLER..

BELEDİYE KANUNU‘NUN 73. MADDESİ İLE DEMOKRASİ DOLANDIRICILIĞI YAPIYORLAR. 

Ülkesinin doğal-kültürel ve sosyal varlıklarının korunarak kullanıma açılması için fiziki plan/tasarım üreten bir meslek disiplinin ve biliminin temsilcilerini olan peyzaj mimarları kentsel dönüşümün 3194 sayılı  İmar Kanunu‘nun ruhuna aykırı ve böl-parçala yönet ve kendi zenginleri yarat modeli ile yerel meclislere yetki devri yaratmaya mali federatif yapı plansız ve imarsız 1 cm2 toprağıve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak inancımız Belediye Kanunu‘nun kentsel dönüşüm sorunlarının çözüleceği zemin olmadığıdır.

Kentsel Dönüşüm uygulamalarının yaratmış olduğu sorunları bir yasa tasarısı olarak ele almayı başaramayan iktidarın, bu güne kadar karşılaştığı sorunları ve mağduriyetleri çözmeyince , Belediye Kanunu gibi önemli bir düzenlemenin içine almak

Ulusal peyzaj alanlarımızın ve varlıklarımızın biyosfer alan rezervleri ile ilgili hiçbir envanter çalışması olmayan ülkemizde, imarlı imarsız-planlı plansız tüm alanları dönüşüm alanlarıdır diye ilan edilmesi kadar tehlikeli ve yaşamımızın ipotek altına alan hükümlerinin yerine getirilemediği ülkemizde imarlı imarsız tüm alanlar ifadesi ile belediyelere verilen dönüşüm yetkisi ürkütücüdür.

İmarlı- imarsız alanlar; vadilerimiz akarsularımız, mera yayla ve kışlaklarımızdır, yani hukuk dilinde orta mallar denilen alanlardır ve halkın malıdır. Yaşam alanlarımızın kentlerimizin sorunlarını çözmek isteniyorsa kentleri imar planları dahilinde çözebilir, plan hükümlerini uygulamaktaki düzen ve esasları sağlayabilirseniz olur. Planlı alanlar dışında pergel yasası ile büyütülen kentlerimizi projelerle! yönetemezsiniz.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak, kentsel dönüşümün 5393 sayılı Belediye Kanunu‘nun 73. maddesini değiştirilmesi ile ilgili olarak diyoruz ki;

  • Belediye Kanunu 73. maddesi kentin eskiyen ve yıpranan alanları üzerinde döünüşümün tariflendiği bir madde iken söz konusu madde değişikli ile, bu gün imarlı -imarsız, üzerinde yapı olan veya olmayan olarak değiştirilmesi kentlerin çevresindeki alanların kentsel gelişme için bütünsel biçimde planlama yapılmadan önce, kentsel dönüşüme konu edilebilecektir. Bu değişiklikle kent çeperindeki neredeyse tüm boş alanların kentsel dönüşüm alanı ilan edildiği İstanbul, Ankara, İzmir vb gibi büyük kentlerdeki plansız tüm kentsel dönüşüm alanları yasallaştırılmış ve meşrulaştırılmış olacaktır. Bu Kanununu kimin için çıkardıkları da böylelikle aşikar hale gelmektedir.

  • 3194 İmar Kanunu‘nuna bağlı kalmaksızın yapılan düzenleme ile gerçekte planlamadan ve planlama ilkelerinden ne kadar rahatsız olduklarının da açık göstergesidir. Kentlerin en önemli alanları ki kent-kır ilişkisinin birleştiği çizgiler üzerinde ki alanlardır hedef... ekolojik eşiklerin en önemli olduğu hatlarda plansız, denetim ve kontrol dışı yetki kullanımın önünün açılacağı, hukuksuzluğu meşrulaştıran bir yasa düzenlemesi cüretkarlığıdır.

  • Planlama bir bütündür.Bir alan ya imarlı ya da imarsızdır, ya üzerinde bir yapı vardır ya da yoktur. Aksi düşünülemez. Bu düzenleme belediye sınırları içerisindeki tüm alanları dönüşüme açmak denmek, istedikleri her alanı ve parseli, mevcut sakinlerinden alınarak yüksek rant ödeyenlere terk edilir hale gelecektir.

  • Kentlerin biyosfer alan rezervlerinin kullanımı ile ilişkin hiçbir önlem alınmadan kullanıma açılması demek olacak ve yaşamsal alanlarımız böylelikle ipotek altına alınmış olacaklardır.

  • "Genel gerekçede, kanunun yasalaşmasından bugüne kadar gelinen süreçte, işleyişin gözlenmiş olduğu, işleyişi kolaylaştırmak amacıyla bu değişikliğin yapıldığı belirtilmektedir. Ancak bu gerekçeyle hazırlanan kanun değişikliği herhangi bir çözüm getirmediği gibi plansız alanlarda dönüşüm uygulaması yapmak gibi yeni karmaşalara ve şehircilik ilke ve esaslarını ihlal eden, bütüncül planlama yaklaşımını görmezden gelen bir anlayışı da beraberinde getirmektedir. Benzer gerekçelerle yürürlükte olan 5366 sayılı Yenileme Kanunu uygulamaları da işleyişte kolaylık sağlamamış, işleyişi karmaşık hale getirerek olanaksızlaştırmıştır."

  • Tasarıda yer aldığı biçimi ile, "Kentsel dönüşüm alanlarında yapılacak altyapı rekreasyon harcamaları proje ortak gideri sayılır. Kendilerine ayrı ada veya parsel tahsis edilenler, kamulaştırma dışında kalanlar, sahip oldukları inşaatın toplam m2‘si oranında proje ortak giderlerine katılmak zorundadır. Bu giderlere katılmayanlara iskân verilmez, su, doğal gaz ve elektrik bağlanamaz" ifadesi ile belediyelerin alt yapı giderlerini halktan alma talebi ve talep karşılanmadığı taktirde halkın zorunlu ihtiyaçlarının karşılanmaması demokratik, adil ve sosyal anlayışa son derece aykırı bir tutumun göstergesidir.

  • Belediyelerin asli görevleri insanların barınma ve konut edinme haklarının korunmasıdır. Ancak yasada yapılan bu değişiklikle, planla denetlenen kentsel dönüşüm, yerini keyfiliğe dayalı plansız kentsel dönüşüm uygulamalarına bırakmaktadır. Bu şekilde de kentte yaşayanların konut hakkı anayasaya aykırı bir biçimde kısıtlanmaktadır. Proje alanı ilan edilen bir alanda, belediyeler istedikleri durumda, alanın en merkezi yerlerindeki mülk sahiplerini herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadan, alanın ücra bir noktasında yer göstererek yerinden edebilecek, mülklerine el koyacaktır

Kanun maddesi değişikliğinde fiziki planlama ilke ve esaslarına aykırılığını  yanı sıra mahkemelerin bağımsızlığına da  müdahale etmektedir.

  • Taslakta yer alan ‘idare mahkemeleri tarafından yürütmeyi durdurma veya iptal kararı verilebilmesi için, yapılan işlemin açıkça hukuka aykırı olması şarttır. Yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının kanunun hangi maddelerine aykırılık sebebiyle verildiği açıkça belirtilmek zorundadır.‘ şeklindeki düzenleme, aslında bizlerin çok yakından bildiği kişi ya da kişilerin rahatsızlığını giderebilmek için hukuk bilgi ve tekniğinden çok uzak ya tutarsa! mantığı ile dikte ettirilmiş.

  • Yürütmeyi durdurma kararı zaten 2577 s. İdari Yargılama Usulü Kanunu‘na göre "telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması durumunda verilir.. Bu iki şart bir arada aranırken söz konusu düzenleme sadece hukuka aykırılık şartını getirmekte ve mevcut düzenlemeyle çelişmektedir. İdare mahkemelerinin işleyişi bir usul kanunu olan 2577 s. Kanun ile düzenlenmişken bunun Belediye Kanunu‘nda gündeme getirilmesi kanun teklifinin ne amaçla hazırlanmıştır.Yasa teklifi, endişe verecek kadar sınırların yok edilmeye çalışıldığının göstergesidir. İdari mahkemeler kamu yararı adına hizmet edenlerin, toplumsal hak arama mercileridir. Bağımsız yargıya müdahale etmekte Anayasal hak arayışının önüne geçmektir. Toplumsal barışı yok etmeyi hedeflemektir..

  • Teklif edilen yasa tasarısında, sadece Bakanlar Kurulu‘nda bulunan "acele kamulaştırma " yetkisinin Belediyeye verilmekte, kamulaştırma davalarının öncelikle görüşülmesi öngörülmekte ancak bu davalar devam ederken hak sahiplerine dava bile açamayacakları söylenmektedir. Dolayısıyla yurttaşımız koruyacak hiçbir mekanizma kalmayacaktır.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak; Belediye Kanunu içerisinde yer alan 73.maddesi içerisinde yer alan kentsel dönüşümün dönüştürülmeye çalışılmasını, rantçıların baskısının bu ülke topraklarını hala tehdit etmesine izin vermeyeceğimizi, mevcut iktidarın kentleri bir işletme ve sektörel alan olarak gören anlayışını hiçbir zaman kabul etmeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşırız.

 

Okunma Sayısı 930