TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Dünya Çevre Gününde Yine Bir Buruk Kutlama…

GENEL MERKEZ
04.06.2010 (Son Güncelleme: 21.06.2010 11:05:02)

Göstermelik ve likide edilmiş söylemlerle bir başka “Dünya Çevre Günü” ne daha giriyoruz.Yaşam alanlarımız olan toprak-su-hava bileşenleri üzerine dışarıdan gelen etkiler olan çevre kirterleri üzerine “kirleten öder” mantığı ile ülkeyi yönetenler bu gün yine mutlaka göstermelik sözlerini söyleyeceklerdir

                                          BASINA VE KAMUOYUNA

 

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNDE YİNE BİR BURUK KUTLAMA...

  

Göstermelik ve likide edilmiş söylemlerle bir başka "Dünya Çevre Günü" ne daha giriyoruz.

Yaşam alanlarımız olan toprak-su-hava bileşenleri üzerine dışarıdan gelen etkiler olan çevre kirterleri üzerine "kirleten öder" mantığı ile ülkeyi yönetenler bu gün yine mutlaka göstermelik sözlerini söyleyeceklerdir.

Ülkemizin biyoçeşitliliğindeki zenginliğinin yanı sıra, bu zenginliğimizi sermaye hareketi olarak gören ve AB‘nin direktiflerine uyumlaştırmakla sorumlu Sn. Egemen Bağış, AB müktesebatının üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı hazırlığında Bakanlar Kurulu‘na acil çıkarılması gereken yasaları sıralarken neden Doğa ve Biyoçeşitlilik Kanunu‘nun ivedilikle çıkarılması gerekliliğini talep etmemektedir.

Talep etmez,  edemez...Nedeni çok açıktır aslında...uluslararası kapitalist sistem, uzunca süredir içine düştüğü birikim krizini  küreselleşme ideolojisi ile ve bu ideolojiyi yaşama geçirecek yeni liberal politikaları yaratmakla uğraşmaktadır. Bu politikaların özü ise metalaştırma ve piyasalaştırma ilişkisini hem yatay hem de dikey olarak genişletmektir. Ve bu gün bu genişletme araçları doğal varlıklarımız üzerindedir ve Egemen Bağış  ta dikte etmek durumundadır uluslar arası politikaları...

Suyun ticarileşmesi direktifini almışlardır, enerji yatırımlarında biyoçeşitlilik yasası bir engeldir...

Peyzaj mimarlığı disiplininin yıllardır, peyzaj alanları envanterinin çıkarılması, biyosfer alan rezervlerimizin planlanması , ülke peyzaj planlarının yapılarak yatırım politikalarının belirlenmesi gerekliliği ısrarları onlar için bir engeldir.

SUYUN TİCARİLEŞTİRİLDİĞİ, TOPRAĞIN VE HAVANIN PARANIN GÜCÜNE KARŞI KOYAMAYIP MADEN ARAMALARI, ENERJİ SANTRALLERİNE KURBAN EDİLDİĞİ 2010 YILININ 5 HAZİRAN‘INDAYIZ.

Bugün şiddetini daha da artırmış olarak doğal varlıklarının önünde bir engel oluşturmaya çalışan sermaye, doğal afetler ile daha fazla mücadele etmek durumunda kalırken, bozulan çevre, sağlıklı ve temiz çevre yaşamından yoksun bırakılmış nüfusları barındırmak zorunda kalıyor. Küresel sermayenin yerli sözcüleri son dönemde ülkemizin özellikle su kaynaklarına yönelik tehditleri her yeni gelen çevre günleri ile birlikte seslerini daha da yükseltiyor, karşı çıkanları da vatan haini ilan etmeye devam ediyor.

Kapitalizmin vahşi saldırılarına ormanlarımız, yaylalarımız, meralarımız, yer altı yer üstü sularımız yani tüm peyzaj alanlarımız maruz kalırken onlar söz ederken bu ülkenin toprak su ve havasına, bu ülkenin doğal-kültürel tüm varlıklarının kullanıma açılmasında birincil önceliği korumak ve insanca yaşam için planlamak olan peyzaj mimarları olarak 5 Haziran Dünya Çevre Günü‘nde yetkilileri;

•-         Avrupa Peyzaj Sözleşmesinin gereklerini yerine getirmeye,

•-         Çevre ve Orman Bakanlığı‘nca 2003 yılında çalışmaları başlatılan "Doğa ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu"nun bir an önce çıkarılması için Demokratik Kitle Örgütleri ile masaya oturmaya,

•-         Küresel sermayenin ülkemizin milli parkları, sulak alanları, doğal ve kültürel varlıklarından elini çekmesi için duyarlı davranmaya,

•-         İmza attığı Uluslar arası Sözleşmelerin gereklerini yerine getirirken, enerji açığı bahanesi ile HES‘lerin, yerli kaynakların kullanımı sözleri ile termik santrallerin önünü açmamaya,

•-         Sinop ve Akkuyu‘da nükleer sevdasından bir an önce vazgeçmeye

•-         Yerin altında ne varsa yeryüzüne çıkarılması pahasına doğal ormanları, su kaynakları yok etmekten vazgeçmeye

•-         Çevre Düzeni Planlarının amaca uygun hazırlanıp izlenmesi ile Çevresel Etki değerlendirmesi süreçlerini özüne uygun takip etmeye

•-         Demir ve deniz yollarımızın etkin kullanımını sağlayacak çalışmalar ile taşıt trafiğini özendirecek otoyol, duble yol vb. çalışmaları sınırlayıp, 3. Köprü gibi bir cinayetten vazgeçmeye

•-         Suyun ticari bir mal gibi alınıp satılabilecek bir değer olduğunu düşünüp, derelerin, akarsuların, yer altı ve yer üstü suları ile sulak alanların hızla yok oluşa doğru sürüklenmesinin önünü açmamaya,

davet ediyoruz.

Birkez daha hatırlatıyoruz;

Varlıkların korunması, onların kamu yararına insan odaklı kullanımına engel değildir.

5 Haziran Dünya Çevre Günü, sosyal bir etkinlik olarak değil, yaşam alanlarımız olan su - hava  ve toprağına sahip çıkan, planlama ve stratejilerini doğa tarafına büken bir anlayış ile kutlanması mümkün olmalıdır.

Yaşam alanlarımızın  ekonomik kaygıların öne çıktığı anlayıştan uzak yönetilmesi dileği ile  5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlu olsun.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

9. Dönem Yönetim Kurulu

  

 

 

Okunma Sayısı 914