TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Türkiye’Yi Yonetenlerden Insani Hakka Çekince, Birleşmiş Milletlerden Açık Oyun

GENEL MERKEZ
30.07.2010 (Son Güncelleme: 30.07.2010 14:51:35)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 124 kabul oyuna karşılık 42 çekimser oyla güvenli ve temiz içme suyuna erişim ve sanitasyon hakkı kabul edildi. Böylece su, tüm insan haklarının temel bir parçası ilan edildi. Su hakkıyla ilgili yapılan oylamada suyun dünyada ticarileşmesinde önemli bir rol oynayan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerin yanında Türkiye de çekimser oy kullandı.

 TÜRKİYE'Yİ YÖNETENLERDEN İNSANİ HAKKA ÇEKİNCE, BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDEN AÇIK OYUN

 

Suyun temel insani hak olduğu konusunda AKP hükümetinin çekince koyduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Demokrasi, hak, özgürlük diyerek Anayasa değişikliğini önümüze koyanlar, bu gün yaşam hakkımızı olan suya erişimimizi sesiz sedasız elimizden alıyor ve suyun ticari bir değer olduğu, ücretini ödeyemeyenin ulaşamamasında  kendilerinde hak olarak görüyorlar. İnsanlık suçu işliyorlar ve bunu İnsan hakları ihlali ile ilgili 2000'li yıllardan itibaren, ülkemizde yaşanan sigorta –sağlık -barınma-eğitim haklarımızın bir bir elimizden alınması yolunda hiçbir rahatsızlık hissetmeyen hükümet bu gün halkımıza bir kez daha diktatörlüklerini ilan ediyorlar.

 

Basında yer alan haberlere göre "28 Temmuz 2010 tarihinde bir araya gelen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, suyun temel bir insanlık hakkı olduğunu kabul etti."

 

Kimilerine göre tarihi karar olan ama bu ülkenin aydın insanlarının, Birleşmiş Milletlerin tarihini ve amacını iyi bilen insanların ise bunun bir alicengiz oyunu olduğunu çok iyi bildikleri bu  kararda Türkiye Cumhuriyeti çekimser oy kullandı.

 

29 Temmuz 2010- Bolivya Devleti‘nin girişimiyle bir araya gelen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 28 Temmuz 2010 tarihinde yapılan oylamayla su hakkını kabul etti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu‘nda 124 kabul oyuna karşılık 42 çekimser oyla güvenli ve temiz içme suyuna erişim ve sanitasyon hakkı kabul edildi. Böylece su, tüm insan haklarının temel bir parçası ilan edildi.

 

Su hakkıyla ilgili yapılan oylamada suyun dünyada ticarileşmesinde önemli bir rol oynayan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerin yanında Türkiye de çekimser oy kullandı.

 

Birleşmiş  Milletler, başta Dünya Su Forumu ve Dünya Su Konseyi ya da IWRA olmak üzere dünya su lobisinin en başat aktörlerinin başında geliyor. Misyonu gereği, bu örgüt su çok iyi bildiğimiz "Tavsana kaç, tazıya tut" oyununu oynuyor ve suyu temel bir insan hakki olarak deklare ediyor, tıpkı özel mülk edinmeyi de temel bir insan hakki olarak kabul ettiği gibi (Bkz. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Md.17).

 

Kyoto Protokolünü imzaya açarak temiz havayı metalaştıran ve bugün bütün dünya nehirlerini birer HES mezarlığına çeviren de yine Birleşmiş Milletler Örgütüdür. Rio ve Dublin Konferanslarını düzenleyerek suyun bir meta olduğunu deklare eden ve bugün karşı karşıya bulunduğumuz süreci başlatan da aynı örgüttür.

 

BM in bu son oyununu, yine kendi su hakki deklarasyonunun satır aralarında yakalıyoruz: "Bu önergenin hiçbir bağlayıcılığı olmamasına karşın yine de temiz ve hijyenik suyu herkes için temel bir hak kabul etmesi bakımından hayati bir öneme sahip. Su kurumlarının uygun, mali özerkliğe sahip yönetimlere, emsal gruplardan eğitim ve staj desteğine ihtiyaçları var.

 

Su kurumlarının, temiz su temini için yaptıkları harcamaları finanse etmelerine yetecek bir fiyat tarifesi uygulamalarına izin verilmesi gerek, böylece su hizmetlerini iyileştirmeleri de mümkün olabilecek."

 

Bu oyunun nasıl oynanacağının ipuçlarını da Dünya Bankası sunuyor: "Evet suya erişim temel bir insan hakkidir, tam da bu nedenle suyu özelleştirmek gerekir, çünkü devletler suya erişimi güvence altına alacak mali kaynaklardan yoksundur, bunu ancak şirketler yapabilir. Su özelleştiğinde, suya erişebilecek insan sayısı da artacaktır, tabii bedelini ödedikleri taktirde..."

 

Suyu özgürleştirmenin yolu da tıpkı emeğin özgürleşmesinde de olduğu gibi sınırlarının varlığını görünmez hale getiren, sınıf mücadelelerini bulanıklaştıran insan hakları, erişim vb. kavramların teşhirini gerektiriyor...

 

Peyzaj Mimarları Odası olarak suyun metalaştırılmasına karşı mücadelemizde suya erişim hakkının temel bir insan hakkı olduğunu tekrar vurguluyor ve AKP hükümetinin bu konuda insanlığın karşısında şirketlerin yanında oynadığı oyunu bozacağımızı duyuruyoruz.

 

Su hakkı, yaşam hakkıdır, metalaştırılamaz…

 

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI

.

Okunma Sayısı 916