TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Peyzaj Mimarlığı Dergisi’nin Yeni Sayısı Için Hazırlıklar Devam Ediyor

GENEL MERKEZ
05.01.2011 (Son Güncelleme: 06.01.2011 14:08:46)

Oda Yönetim Kurulumuz, Odamızın süreli yayını olan PEYZAJ MİMARLIĞI DERGİSİ’nin 2010 yılı yayının ana konusunu “SU” olarak belirlenmiştir. Bilindiği gibi SU en önemli doğal varlık olup, yaşamsal öneminin yanı sıra uluslararası ve ulusal düzeyde ekonomik , politik ve siyasal stratejik önemi bilinmektedir. Değişen / dönüşen dünya ve ülke politikalarında küreselleşen dünyanın en önemli meta değeri olarak insanlık yaşamına sokulmaya çalışan SU ile ilgili stratejik dönüşümler peyzaj mimarları camiası tarafından da önemle takip edilmektedir.

PEYZAJ MİMARLIĞI DERGİSİ‘NİN YENİ SAYISI İÇİN HAZIRLIKLAR DEVAM EDİYOR

Oda  Yönetim  Kurulumuz,  Odamızın  süreli  yayını olan PEYZAJ MİMARLIĞI DERGİSİ‘nin 2010 yılı  yayının  ana konusunu  "SU" olarak belirlenmiştir. Bilindiği gibi SU en önemli doğal varlık  olup, yaşamsal  öneminin  yanı  sıra  uluslararası  ve  ulusal  düzeyde ekonomik , politik ve siyasal stratejik  önemi  bilinmektedir. Değişen / dönüşen dünya ve ülke  politikalarında  küreselleşen dünyanın  en  önemli  meta  değeri  olarak  insanlık  yaşamına sokulmaya çalışan SU ile ilgili stratejik dönüşümler peyzaj mimarları camiası tarafından da önemle takip edilmektedir.

Oda Yönetim Kurulumuz, Odamızın süreli yayını olan PEYZAJ MİMARLIĞI DERGİSİ‘nin 2010 yılı  yayının  ana konusunu  "SU" olarak belirlenmiştir.

Bilindiği gibi SU en önemli doğal varlık  olup, yaşamsal öneminin yanı sıra uluslararası ve ulusal düzeyde ekonomik , politik ve siyasal stratejik önemi bilinmektedir.

Değişen/dönüşen dünya ve ülke politikalarında küreselleşen dünyanın en önemli meta değeri olarak insanlık yaşamına sokulmaya çalışan SU ile ilgili stratejik dönüşümler peyzaj mimarları camiası tarafından da önemle takip edilmektedir.

Küresel olarak hissedilmeye başlayan iklim değişiklikleri ve kuraklık, buna paralel olarak artan dünya nüfusu gibi sorunlar ve bilinçsiz kullanım erişilebilir su miktarını azaltmakta, bunun yanında küresel güçler, işbirlikçi yönetimler suyun yaşamsal insan hakkı olduğu gerçeğinden ticari bir meta değeri olması yönünde hızla nitelik değiştirmekte, halkın suya   erişimini yok etmeye yönelik bilirliğini de yok etmekte, suyun yaşamsal ve  stratejik erg değeri, bir meta  haline dönüştürülmektedir.            

Dünya‘da birçok ülkede suyun piyasaya konu olması ve özelleştirilmesi yeni liberal politikaların alternatifsizliğini ilan ettiği 1990‘lı yıllarda gündeme getirilmiştir. Suyun, özel sektörün kâr edebileceği, sermaye biriktirebileceği bir alan olarak keşfedilmesi ile birlikte, küresel piyasa aktörlerinin bu alana girmenin çeşitli yollarını denediği görülür.  Canlıların en temel yaşam kaynağı, bir insan hakkı olmaktan çıkarılıp, alınır satılır bir meta haline getirilmektedir. Yeni liberal politikaların yıkıcı sonuçlarını yaşayan ülkelerden Türkiye için çeşitli dersler çıkarmak olanaklıdır.  Türkiye‘de nehirlerin özelleştirilmesinden, paketlenmiş su sektörünü desteklemeye kadar su için çeşitli özelleştirme politikaları uzun yıllardır tartışma konusudur.

Küresel piyasa aktörlerinin egemen olduğu Dünya Su Konseyi (DSK)‘nin, 5. Dünya Su Forumu (DSF)‘nu 2009 Mart ayında İstanbul‘da toplanmış olması, önümüzdeki yıllarda Türkiye‘de su piyasasının genişleyeceğinin en önemli işaretidir.  Forum‘a hazırlık amacıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından yürütülen çalışmalar, su kaynaklarını küresel piyasalara açma doğrultusunda ilerlemektedir. DSİ‘nin yatırımcı bir kamu kurumundan,  küresel sermayeye aracılık eden bir piyasa aktörüne dönüştüğü bir süreçten geçilmektedir. Su politikaları ve su yönetimi, uluslararası kuruluşlar ve/veya çokuluslu su şirketlerinin de dahil olduğu küresel yönetişim aktörlerine teslim edilmektedir. Hedeflerini hayata geçirmeyi  kolaylaştıran en etkili söylem ise, kıtlık, kuraklık ve "küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği" üzerine kurgulanan bir su krizi söylemidir. Bu söylemin yerel halka yansıması ise; yüksek su faturaları, kirlenmiş ve içilebilir niteliğini yitirmiş musluk sularıdır.

Suyun kamusal bir hizmet olarak sunulmasının meşruiyetinin sorgulandığı ülkemizde de aynı süreçlerin ve olumsuz gelişmelerin yaşandığı bu günlerde, Peyzaj Mimarlarının en önemli yayın organı olan Peyzaj Mimarları Odası Dergisinin de bu önemli konuyu irdelemesini uygun bulduk.

Peyzaj mimarlığının ana alanları olan Planlama, Tasarım, Yönetim ve diğer alt alan başlıklarında SU ile ilgili tüm konularda bildiri, makale, derleme vb. yayınlar dergimizde basılmak üzere 15.01.2011 tarihine kadar gönderilmek koşulu ile" hakem incelemesi sonucunda kabul edilecektir.

Yayın ve yazım koşulları geniş olarak ekte sunulmuştur.

 

Okunma Sayısı 992
Fotoğraf Galerisi