Akarsularımızda Taşkın Koruma Adıyla Arazi Kazanma Ve Doğa Katliamı

  Ülkemizde yapım için ayrılan bütçenin %70`ini Karayolları ve Devlet Su İşleri gibi genel bütçeye tabi kurumlar, kalan kısmı ise yerel yönetimler kullanmakta olup, yine ülkemizde planlayarak yatırım yapmanın yanında maalesef ki görerek ve görüleni talep ederek yatırım talebinde bulunma ve alma yöntemi daha başarılı olmaktadır. Bu duruma ilimizde de birçok ilçede inşaatları devam eden, Kaymakamlık Konutları, Emniyet Müdürlüğü hizmet binaları, Adliye sarayları gibi birçok örnek gösterilebilir. Bu inşaatların da tip projeler ile ihale edilmesi, yanlış malzeme ve yanlış yer seçimi gibi birçok sorunu olmasına rağmen bu inşaatlar içerisinde doğaya en çok zarar veren, flora ve faunayı olumsuz etkileyen, canlı yaşamını ciddi şekilde tehdit eden ve kamu kaynaklarına en fazla zarar veren yapılar Devlet Su İşleri tarafından yapılan, taşkın koruma duvarlarıdır.

Taşkın çeşitleri ile ilgili literatür araştırması yapıldığında taşkınlar oluşum süreleri bakımından taşkınlar ve oluşum yerlerine göre taşkınlar olmak üzere iki ana başlıkta toplam 8 alt başlığa ayrılmıştır. Yavaş gelişen, hızlı gelişen, ani taşkınlar olmak üzere süre bakımından ve  dere, dağlık, şehir, kıyı ve baraj taşkınları olmak üzere yerlerine göre birbirinden ayrılan ve önlemleri de en az bu kadar çeşitli olması gereken taşkınlara ülkemizde sadece iki önlem çeşidi belirlenmiştir. Duvar yapmak ve set oluşturmak. Bu önlemler ise maalesef ki birçok kez suyu durduracağına hızı ve yıkıcılığını artırmış daha büyük afetlere sebep olmuştur.

Kamu kaynakları harcanarak zarar fayda oranı bu kadar yüksek bir proje bugüne kadar ülkemizde uygulanmamıştır. Neden uygulandığı ve neden her yıl daha büyük bütçelerle tekrar yatırım programına alındığı ise manidardır. Devlet Su İşleri tarafından yer ve mekân belirtilmeden projelendirilen ve yüklenicinin yapmış olduğu metraj üzerinden hakediş aldığı bu tür ihalelerde yönetici, yüklenici, vatandaş halinden memnun oluyor. Dereden su içemeyen yaban hayvanları, ekskavatör paletleri ile ezilen ve kaya altlarındaki yuvaları yıkılan kırmızı pullu alabalıklar, akarsu kenarında yaşamaya alışmış bitki türleri ve gözle göremediğimiz milyonlarca mikro organizma ise halinden memnun olmasa da konuşamadıklarından haklarını savunamamakta, isyan edememekte ve maalesef ki ülkemizde kanayan bir yara olan daha çok sesi çıkanın haklı görülmesi sorunu birkez daha gün yüzüne çıkmakta ve haksız görülmektedirler.

T.M.M.O.B. Peyzaj Mimarları Odası Trabzon Şube olarak taşkın koruma amacıyla yapılan yapıların planlamasının iyi bir şekilde yapılarak yapılan planlamanın dışınca çıkılmaması, tip proje mantığından bi an önce vazgeçilmesi, taşkın riski olan alanlara taşkın çeşitlerine göre çözüm bulunması ve her geçen gün azalan doğal sularımızın kendi haline bırakılmasını talep ediyor ve bu konuda yönetici konumunda olan herkesi göreve davet ediyoruz.

                                                                                            TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

                                                                               Trabzon Şube 2. Dönem Yönetim Kurulu