TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Ege Kuraklığın Pençesinde 27.08.2021 / Cumhuriyet

GENEL MERKEZ
27.08.2021 (Son Güncelleme: 01.09.2021 11:29:10)

 Kıtaların, ülkelerin ve hatta kentlerin geleceğini tehdit eden küresel ısınmaya karşı alınacak tedbirler tartışılmaya devam ederken, ortaya konan bilimsel araştırmalar ve hazırlanan raporlar yaşanacak olası felaketlerin adeta habercisi oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Peyzaj Araştırmaları Derneği (PAD) ortaklığında yayımlanan "Dirençli Kentler İçin Bir Çerçeve: Yeşil Odaklı Uyarlama Projesi" iklimsel alanda yaşanan krizi ve olası tehditleri tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Çalışmada yer alan kötümser senaryolara göre, Ege Bölgesi, tedbir alınmadığı takdirde bundan otuz yıl sonra başlayacak olası bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya.

Uzmanların tespitlerine göre, iklim krizinden çıkışın tek yolu ise daha fazla yeşil alan. Ancak günümüzde daha fazla yeşil alanlar yaratılması çabalarına karşın yapılaşma, yangınlar, doğal afetler ve diğer sebeplerden ötürü sahip olduğumuz ve kentlerin nefes aldığı yeşil doku da eriyip yok oluyor. Yaşanan bu durum Ege Bölgesi genelinde başta İzmir olmak üzere, Uşak, Denizli, Afyon gibi iç kesimlerdeki iller ile Muğla, Aydın, Balıkesir ve Çanakkale gibi sahil yörelerinde ölçülen ortalama sıcaklık değerlerine fazlasıyla yansıyor.

 

AFET RİSKLERİ ARTACAK

Yapılan analizler ve bilimsel tespitlere göre, 2050 yılından itibaren gelecek yüzyıla kadar artarak devam edecek iklim değişikliği hayatın birçok alanının olumsuz etkilenmesine yol açacak. Ege Bölgesi`nde denize kıyısı olan İzmir gibi illerde kentin alçak kesimleri ve kıyı alanlarında ortalama sıcaklık değerleri her yıl giderek artmaya devam edecek. Yüksek kesimler ve dağlık bölgelerle iç kesimlerde ise sıcaklık ortalaması da değişecek ve son yılların "En soğuk kış günleri" kavramı sıkça tekrarlanacak. Ege`nin küresel ısınma karşısında aldığı darbe bununla da sınırlı kalmayacak. Nüfusun büyük bölümü tarım ile geçinen bölgede toprağın sıcaklığı ile nem oranı da artış gösterecek, ortalama rüzgâr hızları ile radyasyon oranları yükselecek. Sel ve taşkın gibi doğal afet riskleri artacak, tek seferde metrekareye düşen su miktarları yükselecek. Yüksek kesimlerde yağışlı geçen aylarda metrekareye düşen su miktarı oranı 150 mm düşecek, alçak kesimlerde ise 100 mm yükselecek.

 

DON OLAYLARI ARTACAK

30 yıl sonrasındaki kötü senaryo verilerine bakıldığında, İzmir ve çevresinde yaklaşık 120 günü bulan yaz mevsimi, yazlık ilçelerde 150 günü aşarken Manisa, Aydın‘da 150 güne yaklaşacak. Manisa, Aydın ve İzmir`in iç kesimlerinde yaklaşık 60 gün kadar etkili olan sıcak hava dalgalarının toplam suresi 80-90 güne yaklaşacak. Aydın`da Kuşadası, İzmir`de Selçuk, Bergama ve Ödemiş, Manisa`da ise Salihli gibi yerleşim bölgelerinde kış aylarında yaşanan don olaylarında gözle görülür artış yaşanacak ve sureler 30-45 gün arasına kadar çıkacak.

 

DAHA FAZLA YEŞİL ŞART

Raporu yorumlayan Peyzaj Araştırmaları Derneği Başkanı ve Çukurova Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı ve Prof. Dr. Hakan Alphan, önerilerini şöyle sıraladı: "Kentsel ve bölgesel ölçekte ağaçlandırma stratejileri ve alanlarının belirlenmesi çok önemlidir. Su kanalları ve akarsu yataklarının her iki yakasında yapılacak ağaçlandırmalar ile yeşil koridorların tasarlanması, kent içinde su tüketimi ve bakım ihtiyaçları az olan türlerin seçilmesi, sokak ağaçları ağının oluşturulması, değişen yağış rejiminden kaynaklı ani su baskınlarını önleyecek veya etkilerini azaltacak drenaj sistemlerinin tasarlanması gerekmektedir. Bununla birlikte, yapılaşma planlamasında geçirimsiz yüzeylere öncelik verilmesi, dereler gibi doğal drenaj hatları yakınında yapılaşmadan korunmuş tampon şeritler oluşturulması, bitki örtüsü bakımından zayıf ve erozyona duyarlı alanların belirlenmesi, bu alanlarda peyzaj onarımı ve bitlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca, yağmur suyu hasadı ile ilgili kırsal ve kentsel su toplama sistemlerinin tasarlanması, kentlerde yağış suyunun ayrık sistemde toplanması, su toplama havuzlarının oluşturulması, drenaj hendeklerinin yapılması gibi tedbirler de susuzluk karşısında alınması gereken başlıca tedbirlerdir."

 

KIYI ALANLARINDA TEHLİKE DAHA BÜYÜK

İklimsel krizlere karşı tedbir alınması için çağrıda bulunan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helil İnay Kınay, şunları söyledi: "Aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar, kuraklık, meteorolojik faaliyetlerdeki keskin değişimler ve buna bağlı afetler ile yağış rejimindeki düzensizlikleri bundan sonra daha fazla yaşayacağız. Ege Bölgesi için en büyük tehdit susuzluk, kuraklık ve yağışlardan ötürü meydana gelecek sel vakalarıdır. Özellikle İzmir`de kıyı bölgeleri deniz sularının yükselmesine bağlı olarak tehdit altında. Doğal afetler artık hayatımızın normali olacak. Dirençli kentler yaratılması, önlem alınması için çağrıda bulunuyoruz. Gelecekte, direnen kentler ayakta kalacak. İklim krizini ve gelecekteki etkilerini kadercilik olarak görmek bir çözüm değildir. Yangınlara, sellere, kuraklığa, sıcaklara, soğuklara hazırlıklı olmak zorundayız. Her şeyi iklim değişikliğine bağlayıp mazeretlere sığınmak bizi kurtarmayacaktır."

 

EGE DAHA KURAK, SUSUZ VE AFETLERE AÇIK OLACAK

Küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı alınan önlemlerin yetersiz kaldığına dikkat çeken Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri Özay Yerlikaya ise şunları ifade etti: "Yaşadığımız bu kuraklık ve doğal afet risklerinin temel nedeni aslında insandır. Hızla artan kentsel nüfus sorunlara yol açmaktadır. Orta vadede iklim krizinin etkilerini daha şiddetli yaşayacağız. Kaynaklarımızı kirlilik ve bozulma gibi nedenlerle kullanılamaz hale getirdiğimizden ötürü önümüzdeki yıllarda insanlığı çok zor süreçler beklemektedir. İklim krizine karşı gereken eylemleri uygulamak için çok geç kaldık. Çabalar sadece yıkımı yavaşlatmaya neden olacak, ama maalesef riskleri ortadan kaldırmayacaktır. Kentlerdeki kontrolsüz betonlaşma, su talebini büyük oranda artırmakta ve daha yoğun ısı adaları oluşturmaktadır. Akdeniz Havzası iklim değişimine karşı en hassas bölgelerden birisidir. Ortalama sıcaklıklar küresel ortalamadan yüzde 20 oranında daha hızlı yükselmektedir, her yıl 0.4 derecelik bir sıcaklık artışı söz konusudur. Gereken adımlar atılmaz ise gelecekte Ege Bölgesi‘nde çok daha kurak, susuz, yangınlar ve seller gibi afetlerden daha fazla etkilenen günler yaşanacaktır. Bunun önüne geçmek için, dirençliliğin ve uyumun artırılması gerekmektedir."

Okunma Sayısı 20
Fotoğraf Galerisi